*Her şakirdin vazifesi, yalnız kendi imanını kurtarmak deği l belki başkasının imanlarını da muhafaza etmeye mükelleftir. O da hizmete ciddî devam la olur.
mâlâyani:
Kendisiyle hiçbir hedef gözetilmeyen, iş olsun diye, lâf olsun, vakit geçsin, ömür tükensin diye yapılan boş konuşmalar ve faydasız işlerdir.Malayaninin en yaygın tarifi, "ne dünyaya ne de ahirete yaramayan işler, konuşmalar, düşünceler"
Çünkü lüzumsuz ve malayani bir surette vazifei hakikiyelerini ve elzem işlerini bırakıp âfakî ve siyasî boğuşmalara ve kâinatın hâdisatına merak ile dinleyerek, karışarak ruhlarını sersem ve akıllarını geveze etmişler
Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
Hem mübarek Ramazanınızı, hem inşaallah hakkınızda bin ay kadar meyvedar Leyle-i Kadrinizi, hem saadetli bayramınızı, hem çok kıymettar hizmetinizi bütün ruhumla tebrik ve tes’id ederim.
Hem kâinatı baştan başa âyineler hükmünde tecelliyat-ı esmaya mazhariyetlerini öyle gösteriyor ki gafletin imkânı olmuyor. Hiçbir şey, huzura mani olmuyor.
…öyle de bu asırda hayat-ı insaniye, hususan hayat-ı içtimaiyesi öyle dehşetli fakat cazibeli ve elîm fakat meraklı bir vaziyet almış ki insanın ulvî latîfelerini ve kalp ve aklını, nefs-i emmaresinin arkasına düşürüp pervane gibi o fitne ateşlerine düşürttürüyor.
Ben sizi *yazılarınızda* ve *hâtırımdan çıkmayan hıdemâtınızda*(hizmetlerinizde) günde müteaddid def‘alar görüyorum. Ve size olan iştiyâkımı tatmîn ediyorum. *Siz de bu bîçâre kardeşinizi risâlelerde görüp sohbet edebilirsiniz.*
*Ehl-i hakîkatin sohbetine zaman, mekân mâni‘ olmaz.* Ma‘nevî radyo hükmünde, biri şarkta, biri garbda, biri dünyada, biri berzahta olsa da râbıta-i Kur’âniye ve îmâniye onları birbiriyle konuşturur.
(