Hindi’nin öğleden sonraları hatalar yaptığını, tedbirsizce ve telaşla çalıştığını söylemiştim, hatta bir keresinde bir zencefilli kurabiyeyi dilinde ıslatıp ipotek senetlerinden birine mühür diye yapıştırmıştı. Az daha kovuyordum onu o gün. Ama önümde yerlere kadar eğilerek dil döktü, “İzninizle efendim,” dedi, “büro malzemesini kendi cebimden karşılamam büyük bir cömertlikti.”