Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Diyar-ı Rum'da Kültürel Coğrafya ve Kimlik Üzerine

Kendine Ait Bir Roma

Cemal Kafadar

Kendine Ait Bir Roma Gönderileri

Kendine Ait Bir Roma kitaplarını, Kendine Ait Bir Roma sözleri ve alıntılarını, Kendine Ait Bir Roma yazarlarını, Kendine Ait Bir Roma yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
''Tarih cilveli, hürriyet efsunkar, zulüm kurnazdır. İnsanlığın geçmişi, içinden zulüm çıkan nice hürriyet mücadelesiyle dolu değil midir?''
144 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
bu üsluba aşina olanlar için çok keyfli bir anlatı. büyük büyük şeylerden bahsetmektense çok küçük şeyleri, birkaç kavramı, ele alıyor. ve bunu gayet yerinde alıntılarla yapmış. hem bakış açısı hem net bilgi muah
Kendine Ait Bir Roma
Kendine Ait Bir RomaCemal Kafadar · Metis Yayıncılık · 2017151 okunma
Reklam
“Anadolu”nun Osmanlılar arasında düzenli olarak, derin bir anlam ve önem atfedilerek kullanıma girmesi için ise, yirminci yüzyılın ilk çeyreğini, ya da daha kesin söyleyecek olursak, imparatorluğun Avrupa’daki hemen bütün topraklarını kaybettiği 1912-1913’teki Balkan Harbi’nin sonunu beklemek gerekiyor.
Sayfa 130Kitabı okudu
Her şeyden önce, kimliğin yeniden biçimlendirilmesi din değiştirmelerle belirlenmiş, bunların da çoğu zor kullanma mekanizmalarından bağımsız olarak gerçekleşmiş olmalı. Zaman içinde, diyar-ı Rum’daki çok büyük sayıda Hıristiyan, İslamiyet, dolayısıyla Türklük saflarına katıldılar.
Sayfa 103Kitabı okudu
“Türk”ün geç ortaçağ ve Osmanlı kullanımında bir aşağılama terimi olduğunu öngören yerleşik görüş oldukça indirgemecidir. Bu kullanım gerçekten de yaygındı ve Türkçe konuşan taşralı hödük, kaba saba göçebe ya da köylü anlamında kullanılıyordu. Arapçalaşmış çoğulunda, etrak (Türkler) çoğunlukla Türkmen aşiretleri imlerdi, bazen sadece betimleme olarak, ama kimi zaman da aşağılayıcı biçimde belirttiğimiz çağrışımlarla.
Kendine Ait Bir Roma
Daha on ikinci yüzyıl sonlarında, Latince bir metinde Küçük Asya’dan “Turchia” diye söz edilir. Bu da ta yirminci yüzyıl başlarına kdar “ Osmanlı Türkiyesi” ya da “Avrupa ve Asya Türkiyesi” gibi, Avrupa dillerinde rastlanacak, gelecekteki kullanımların habercisidir. Benzer bir kullanım Arap kaynaklarında mesela, 1330’larda Anadolu’yu anlatırken kullanılır. Buna rağmen tarihselleştirilmiş bir yaklaşım, yarımadanın kendilerini tanımlamak için “Türk” ifadesini kullanan, çoğunluğu Türkçe konuşan Müslüman ahalisinin, ülkelerini tanımlamak için “Türkiye” kelimesini Birinci Dünya Savaşı’nın ertesinde benimsedikleri gerçeğini de görmezden gelemez.
Reklam
giriş
Bilhassa 1920’lerden, yani Türkler ile Yunanların ( bir anlamında Rumların) Anadolu’ya hakimiyet savaşlarının ardından, “Rum diyarı” deyiminin yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti topraklarının geçmişinden bahsederken dahi kullanılması şüphesiz çetrefil bir durum yaratıyordu.
giriş
Zaten etnik kimlik kavramını ve ilgili sözcükleri sınıfsal, kültürel, ahlaki boyutlardan bağımsız bir biyolojik-generik yapıdan söz ediyormuşuz gibi kullanabileceğimiz kanaati, çağdaş bir yanılgı bana kalırsa.
giriş
“İnsan vatanını sever, çünkü hürriyeti, hakkı, menfaati vatan sayesinde kaimdir.”
Gerçek her zaman "ortayı bulmak" değildir.
Sayfa 61
131 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.