Ülkenin son günlerde yaşadığı deprem felaketinden sonra "kentsel dönüşüm, şehir planlaması ve sürdürülebilir bir ekolojik yaşam" konuları gündeme geliyor. Aslında gündemden de hiç düşmemesi lazım. Türkiye bundan 100 yıl önce dünya savaşından ve sonrasında kurtuluş mücadelesinden çıkarak yeni bir devlet kurdu. Aklımıza gelebilecek her
“İnsanoğlunun biriktirme ve unutma ‘ihtiyacı’ vardır; eş zamanlı olarak veya birbirini izleyecek şekilde güvenliğe ve maceraya, sosyalleşmeye ve yalnızlığa, tatmine ve tatminsizliğe, dengesizliğe ve dengeye, keşfe ve yaratmaya, işe ve oyuna, söze ve sessizliğe ihtiyaç duyar. Ev, konut, barınak ve daire, komşuluk, mahalle, şehir, yığılma, şu veya bu çağrılara yanıt vermiştir, hâlâ vermektedir veya artık vermemektedir. Bu ihtiyaçlar için sunulan aile ‘ortamı’, iş ‘ortamı’, ‘işlevsel çerçeve’ veya ‘mekansal çerçeve’ tezleri en basit deyimle dogmatik ucubelerdir ve onlara verilen insansı kurtçuklardan bir canavar meydana getirme riski taşırlar.”
“Bilgi demek aynı zamanda sürpriz demektir, artan çeşitlilik demektir, yeni bir anlamın, yeni bir ifade bolluğunun, anlık ve daha karmaşık başka bir düzenin ortaya çıkmasına neden olan düzensizlik demektir.”
Merhaba,ocak ayının son kitabını bir araştırma- inceleme kitabıyla kapatmak istedim. Kitap; kent ve kentsel sorunların ekonomik, siyasal ve toplumsal boyutunu enine boyuna araştırmış durumda. Toplumun bir bütün halinde kentleşmesi hipoteziyle yola çıkan yazarimiz. Toplumsal bir analiz ve gerçeklik payıyla deneyimlerinin altını çiziyor... Kent sorunsalı dünya çapındadır, fakat onu ele alma tarzı ülkelerin ekonomik, toplumsal, siyasi yapılarına ve ideolojik üstyapılarina bağlıdır. Bunun uygulamaya geçilmesi ile gerçek gün yüzüne çıkar. Özel çıkarlar ve siyasi çıkarlar arasında sıkışıp kalan şehircilik bu iki çatlak arasına küresel bir döngüye dönüşür. Kapitalist bir sektörün kuklası olmuştur.. Toplum olgusuna yerleşmeyen kent ve şehircilik kavramlarını bu paradigmamın içerisine ötelemek ne kadar doğru tartışılir. Şehrin mutluluğu, büyük şehrin yogun yaşantısı, boş eğlencelerin çoğalması gibi birçok etkenin de yer aldığı sorunsalların çözümü için radikal tarzda değişiklikler gerekecektir. Yani varolan koşulların iyileştirmesi ve beraberinde hiyerarşik bir denge olgusu yer almalıdır. Kentsel devrim uzak olmadığı umudu aşılayan yazarın dili ağır gelebilir ama okunabilir bir eser. Farklı bir deneyim yaşamak için iyi bir seçim olabilir...
Kentsel DevrimHenri Lefebvre · Sel Yayıncılık · 201375 okunma
Şehir, kentsel alan, aynı zamanda gizem, gizlilik demektir. Görünenin arkasında ve şeffaflığın altında şirketler entrikalar çevirir, gizli güçler eylemde bulunur; buna açık güçleri, zenginlikleri, polisi de eklemek gerekir.
Nasıl olur da kullanıcı, mimar ve şehirci arasındaki buluşma ve diyalogda kendisini dışlanmış üçüncü kişi gibi hissetmez. Kullanıcı? Kimdir o? Ona yeni ve taze olarak satılan şeyi kirleten, bozan, berbat eden adına kentli denilen pasif kişilik.
Bilinçleri sınırlandırılmış çerçeveler içinde tutmak için, onların üzerinde devasa bir basınç uygulanmaktadır. İdeolojik, teknik, siyasi olarak nicel olan kurala, norma, değere dönüşmektedir. Şirketlerde işçi sınıfının temsilcisi kuruluşlarda bile talep ve özlemler ölçülebilir olanın düzeyinde ifade edilmektedir: ücret, çalışma saatleri. Nitel olan kırpılmakta, niceli aşan şey kesilmektedir. Ölçülebilir olanın genelleşmiş terörizmi baskıcı mekanın etkililiğini açık şekilde göstermektedir.
Şehircilikte bir tür lanet projelerin peşini bırakmaz. Projeler bazı grafik veya teknolojik işlemlerin kullanılmasından öteye geçemez. Tahayyül artık hayata geçirilemez. Çünkü ütopya ve meta-felsefeden yoksundurlar. Ütopya olmadan mümkün olanın, başka bir yerin araştırılması olmadan düşünce olmaz. Ve bir pratiğe gönderme olmadan da düşünce olmaz. Pratiğin ve ütopik düşüncenin kesişimi sağlıklı bir kent formu için şarttır.
Şehirciliği hem maske hem de araç olarak ifşa etmek gerekir: O, devletin ve politik eylemin maskesi, bir strateji ve sosyo-mantık içinde gizlenmiş çıkarların aracıdır. Şehircilik, mekanı bir sanat eseri olarak yahut öne sürdüğü teknik nedenlere göre biçimlendirmeye çalışmaz. Gerçekte bir politik mekanı biçimlendirmeye çalışır.