Kitaba ilk başladığınızda olayın içine de hemencik girmiş oluyorsunuz.İlk andan itibaren Gemma ve Gemma'nın düşünceleriyle tanışıyorsunuz.Daha sonra ise Ty ile.Aslında Gemma'yı bizden bile önce fark eden ve onun kişiliğini okuyan Ty ile.Sonra çöl ile.
Kitabı okurken çöle gitmiş kadar oldum.O toprakları, bitkileri, hayvanları, yapıları anlamış oldum.Her ne kadar bu kadar çok betimleme beni bir yerde yorsa da hemen alışmam ve yazarın anlatmaya çalıştığı o manzarayı kendi zihnime yerleştirmem bana çok büyük bir zevk verdi.
Bu yüzden okurken empati yapabilme ve hayal kurma yeteneğimin geliştiğini düşünüyorum :D Çünkü kitabı okurken hem Gemma hem de Ty yönünden bakmak zorunda kalıyorsunuz.Hatta Ty'a Gemma'yı kaçırdığı için o kadar sinirlenemediğiniz sahneler bile olabilir...
Kitaba ilk başladığımda heyecanlıydım.Bir öneri üzerine başlamıştım ve çok merak ediyordum.Beklentimi karşıladı ve bu kurguyu okuduğum için de memnunum. :)
Uzun süredir okumak istediğim bir romandı. Kitap uzun bir mektuptan oluşuyor. Gemma' nın mektubu.
Havalimanında bir adam tarafından kaçırılan, uçsuz bucaksız bir çölde yaşamaya mahkum edilen bir kız Gemma. Onu kaçıran adamla, çölde, çaresizliği ve korkusu ile Gemma' yı okumak zordu. Tyler ' ı ve yaptıklarını okumak ise daha zordu. Geçmişine bakınca Tyler' ı anlamak mümkündü. Sevgiden yoksun büyümüş, yalnızlık ile büyüyen Ty için Gemma bir yuvaydı. Onu sadece yanında tutmak istiyordu.
Tyler' ı iyileşmiş bir şekilde hayatta umuyorum.
İyi okumalar.