"Bulacaksın onu oğul! Yeter ki soyundan gelen asaletin sesini dinle. Sakın ola atalete düşme!"
Bazı kitapları damağınızda unutulmaz bir lezzet bırakır ya ... Hiç bitmesin istersiniz. Bitse bile uzun bir süre etkisinden çıkamaz , o kitabı unutamazsınız . İşte Kılavuzun Pusulası da benim için böyle kitaplardan oldu.
Felsefe ile kurgunun , hayal ile gerçeğin , geçmiş ile bugünün içiçe geçtiği bir kitap ️
Üniversite öğrenimi için Anadolu'nun sessiz sakin bir şehrine gider Orkun. Ev ararken yolu mavi tulumbalı bir eve çıkar. Daha sonraları da yolu bu evle kesişecek ve ona göre bazı soruların anahtarının gizli olduğu yer olacaktır.
Onun için sorular gerçek mi hayal mi olduğunu belli olmayan yaşlı adamı görmesi ve onun Orkun 'a söyledikleri ile başlar. Kimdir bu adam ve ondan ne istemektedir??? Bulması gereken nedir?
Bu küçük şehirde yollarının kesiştiği Faysal,Tomris ve Seyfo Dayı onun hayatına önemli rollere sahip olacaklardır.
Orkun'un hayatında bir kesite misafir olurken onun aradığını bulup bulamayacağını çok merak ettim ve büyük bir merakla okudum kitabı. Yazarın sade ve akıcı dili sayesinde kitap nasıl bitti anlamadım. Kitabın son kısımlarının biraz daha uzun ve ayrıntılı olmasını istedim okurken.