Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra kitaplarını, Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra sözleri ve alıntılarını, Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra yazarlarını, Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hangi dilde ağlar çocuklar,
Hangi dilde güler?
Ağlamak her dilde tek anlamda,
Çince, İngilizce, Türkçe...
Burnunu çeke çeke ağlamak,
Belki biraz çocukça.
Ağlamak hüngür hüngür,
Ağlamak, içini çeke çeke İnsanca.
Ne olursa olsun, yazılarıma önem verip satır satır altlarını kırmızı kalemlerle çizen yetkililere bile saygı duymuşumdur.Hem gölgesinden korkup, hem kendilerine dev sanatçıdan sayanlara ise hiçbir zaman!
Eser sahibi kayıtsız ve şartsız olarak izin vermiş olsa bile şeref veya itibarını yahut eserinin mahiyet ve hususiyetlerini bozan her türlü değiştirmelere muhalefet hakkını muhafaza eder.Bu haktan, sözleşme ile vazgeçmek hükümsüzdür.
Neydi bu Hababam Sınıf 'ın çilesi? Suçlanırken en başta yazarının adı geçiyordu, beğenilirken yazarı unutuyor, oyunda adı geçenler eserin yaratıcılarıdır diye tanıtılıyordu.
"Hangi dilde ağlar çocuklar,
Hangi dilde güler?
Ağlamak her dilde tek anlamda,
Çince, İngilizce, Türkçe.
Burnumuzu çeke çeke ağlamak,
Belki biraz çocukça,
Ağlamak içini çeke çeke
İnsanca.
Benim güzel çocuğum,
Ya ağlatmak nece?
Kölelerden, tuksaklardan başlatıp
Günümüzün ozanlarına kadar
Gözleri bağlı
Sorgularda, işkence evlerinde?
Çağına yakışır yaşamayı
Kısıtlayan tüm yasaklar
Yasalardan değil yalnız
Sözcüklerden bile atılmalı
Zorla güzellik yok!
Ozan da olsa dizelerinde
Atlatmaya zorlamak bizi
Ne ozanca, ne insanca, ne uygarca!
Hangi dilde ağlar çocuklar,
Hangi dilde güler?
Ağlamak her dilde tek anlamda,
Çince, İngilizce, Türkçe...
Burnunu çeke çeke ağlamak,
Belki biraz çocukça.
Ağlamak, hüngür hüngür,
Yeni atamaların ekip atamaları biçiminde oluşturuluşu..Bakıyorsunuz, kaymakamla lise müdürü, sosyal bilgiler dersinin öğretmeni ile ahlak hocası, veterinerle tarım uzmanı aynı bıçağın demirinden... Olayların üzerine giden müfettiş, sorguya değil takdirname vermeye gidiyor sanki. Suçlu tanık oluyor, okul müdürü, yardımcısıyla bilirkişi. Baş suçlu mu? Mutlaka şikayetçi olan dertli kişidir! Şu rastlantıya bakın ki Cide’deki huzursuzlukların nedeninde, balkonun sapına büyük görev düşüyor. Baltanın demiri olmasa da, sapı mutlaka yerli ormandan!
Bundan elli yıl önce Cide’den “ Yol istemeyiz! Liman istemeyiz!” Diye imza mı toplanmış.. bir inceleyelim, tuz-ekmekçiler, gericiler vardır işin içinde! Değişmiyor bu kural yıllardır. Bir partide, iki partide toplanıveriyorlar, yıllar sonra!
Değerli bir lise müdürünün, bir resim hocasının ayağımı kaydırılacak?.. imzalar hep aynı tür imzalardır,şaşmıyor!
Hâlâ hali vakti yerinde burjuva eleştirmen ve şairlerinden bir tek candan dostumuz yok... Onlar da ev köy, köle köpek sahibi olalı bizden büsbütün soğudular... Sağ olsunlar da soğusunlar... Soğumasalar biz kimlere öfkelenir, kimlere takılırdık!..
Demokrasi, biraz demokrasiyi hak etmiş olanların işi olmalı! Ne var ki demokrasiyi yozlaştırmak için önce halkın yozlaştırması gerektiğini bu çarıklılarımız bizlerden çok daha iyi biliyorlar!