(Biraz anlatabilirim kitabı)
Gerçek olmayan dünyayı ve bunun hikayesini anlatan bir kitap dersem yanlış söylemiş olmam sanırım. Kitap bir film stüdyosunda açıyor sayfalarını, bir cadde üzerinde bir cafede ayrı ayrı oturan iki kişi ile karşılıyor bizi, film içerisinde bir filmi anlatıyor inanılmaz fazla karakteri var bu karakterler dolu dolu fakat basit anlatılmış, çok kolay bir şekilde aklımıza yer ediyorlar. Hikaye dört nala giden bir kayıp vakası soruşturması ve büyük bir gizeme sahip. Son sayfasına kadar pür dikkat dalıyorsunuz olaya. Zaman zaman fantastik öğeleri de barındıran kitapta bana değişik gelen şey aslında bir sabah güneşin doğmaması oldu, oturup böyle bir anda ne yaparım diye bir süre düşündüm açıkçası. Polisiye sevenler kesinlikle okuyabilirler çok seveceksiniz eminim. Ayrıca kitabın kapağındaki muhteşem fotoğraf daha doğrusu kitabı ilk görüşte sevmemin sebebi olan fotoğraf 1926 yılında André Kertész tarafından çekilmiş.