İnsanları ve çevreyi içten ve yeterince sevmeyenler, kendilerinin yeterince sevilmediğine inanırlar. Kendilerinin göstermediği sevgiyi başkalarından beklerler. Bunu bulamadıklarını düşündüklerinde, olumsuz savunma düzenleri ortaya çıkar. Ya güvensiz, kuşkulu, sert, soğuk, kinci davranırlar ya da çevreden uzaklaşıp her şeyi, herkesi kötülerler.
Bugünü yaşayan, "çağdaş insan" denilen kişi büyük bir ikilem içindedir. Bir yandan kişiliğini geliştirip olgunlaştırmak için kendisini değerlendirmek, varlamak durumunda olduğundan, başkalarından soyutlanarak kendi iç dünyasını, güçlerini tanıyıp ortaya çıkarmakta; öte yandan günlük yaşantısı ve ikilemi en iyi biçimde birleştiren, bütünleştiren kişidir.
Iyiyi, güzeli, doğruyu sevmek bencil bir sevgidir. Isteklerimize, amaçlarımıza uygun davranan iyi, bize hoş görünen güzel, düşüncelerimize uygun gelen doğrudur. Bu, insanın sevilmesi değil " dalkavukluğunun " yapılmasıdır.