"En yeni, en atak düşünceleri besleyen kişilerin çoğu zaman toplumun dış düzenine hiç ses çıkarmadan uymaları. çok dikkati çekicidir. Bunlar için düşüncenin, ete kemiğe bürünerek eylem alanına çıkmadan kafalarda kalması yeterlidir."
"Nefretle aşkın özünde aynı şeyler olup olmadığını incelemek meraklı bir konu olsa gerek. Her ikisi de son noktaya ulaştıkları zaman, karşısındakiyle çok samimi olduğunu, onu çok iyi tanıdığını kabul eder. Her ikisi de kişiyi sevgi ve ruhsal yaşam yönünden karşısındakine tabi hale getirir ve her ikisi de, ateşle seveni de, şiddetle nefret edeni de, konuları ortadan kalkınca yapayalnız ve perişan bir halde bırakır. Bunun için felsefi bakımdan bu iki tutku aslında aynı gibidirler, ancak birisi gök kubbeyi bile aydınlatacak bir parlaklıkta olduğu halde ötekisi kasvetli, donuk bir kızartı halinde görünür."
"Edebiyat alanında üne eriştiğini hayal eden ve dünyanın seçkinleri arasında yer aldığını sanan bir kimse için değerini kabul etmiş dar çevrenin dışına çıkınca başarılarının ve amaçlarının nasıl anlam ve önemini yitirdiklerini görmek çoğu zaman ağır olmakla beraber iyi bir derstir."
"Ne derece hırçın görünürse görünsün şu günlerde pek çok kimse bu federal kartalın kanatları altına sığınmaya can atıyor. Ve bana öyle geliyor ki, bunlar onun göğsünün kuş tüyü yastık gibi yumuşacık olduğunu düşlüyorlar. Ama bu kuş hiç de o kadar şefkatli değildir; -en iyi zamanında bile, er veya geç bir pençe ya da gaga darbesiyle veya dikenli oklarının açtığı yaralarla yavrularını yuvadan fırlatıp atıvermesi işten bile değildir!"
"Kendimizden söz etmediğimiz zamanlar bile her şeyi söylemek pek de edebe uygun sayılmaz. Ancak yazarın okuyucuyla gerçek bir ilişki kuramaması halinde zaten düşünceler donmuş, sözler uyuşmuş olacağına göre en yakın dostumuz olmasa bile anlayışlı ve duygulu bir dost konuşmalarımıza kulak veriyorsa bu içten anlayış önünde buzlar çözülür ve biz, asıl benliğimizi bir tül ardında tutmakla beraber, çevremizde olup bitenlerden ve hatta kendimizden söz açabilir, gevezelik edebiliriz. Bence işte bu sınırlar içerisinde bir yazar ne okuyucunun, ne de kendisinin haklarını çiğnemeden hayatından söz açabilir."