"Al götür beni bu köleler ülkesinden,
Herkesin aptal ve korkak olduğu bu ülkeden,
Her korkak ve her aptalın satın alındığı,
Fakat her birinin kendini bedava sattığı bu ülkeden..."
"Petrol tankerleri ortalarından ikiye bölünüyor. Jumbo jetler havada çarpışıyorlar. Grip aşısı felç yapıyor. İnsanların genel yetenekleri ve kişisel sorumluluk duyguları gittikçe azalıyor, biliyor musunuz?"
"...Oysa yazgı diye bir kavram kabullenecekse, yıldız falcılığına, el falına, ya da sansasyonel romanlara inansın daha iyi. Bunların hepsi de insanın hayatının önceden belirlendiğini ve geriye yaşamaktan başka bir şeyin kalmadığını varsayarlar."
....al götür beni bu köleler ülkesinden
herkesin aptal ve herkesin korkak olduğu bu ülkeden
her korkak ve her aptalın satınalındığı;
fakat her birisinin kendini bedava sattığı bu ülkeden...
....
(jonathan swift)
"Biz Eskimolar gururlu insanlarız ve Fransızlar ne kadar 'Salamura İtalyan' ya da İsveçliler ne kadar 'Mumyalanmış Alman'sa biz de o kadar 'Donup kalmış Çinli'yiz."
Fakat bundan böyle tanımlamasını kim yapacak? Neyin iyi neyin kötü olduğuna kim karar verecek? Tüm geleneksel düzenler ahlak ve değerleri insanın erişemeyeceği bir yere yerleştirmişlerdir. Değerler insana ait değillerdi; insan, onlara aitti. Şimdiyse yalnız ve yalnız kendine ait olduklarını biliyor değerlerin...
Jacques Monod
Al götür beni bu köleler ülkesinden,
Herkesin aptal ve korkak olduğu bu ülkeden,
Her korkak ve her aptalın satın alındığı,
Fakat her birinin kendini bedava sattığı bu ülkeden...
Jonathan Swift
"Hep kazanacaklarını sanırlar. Oysa iki kez kaybediyorlar: Bir, hayattayken; çünkü yitirebilecekleri çok şey olduğundan hiçbir zaman tehlikeye atılmıyorlar. İki, öldüklerinde; onca varlıklı olduklarından çok şey yitiriyorlar."
"... Ben insanların her yerde iyi olduklarını gördüm. Onlar yalnızca devletin ya da bir siyasal partinin önlerine attığı iktidar kırıntılarından yollarını şaşırıyorlar; ya da bir sendika veya şirketin, varlıklı bir arkadaşın. Onların gücünün, ölümlülüğün geçici bir kamuflajından başka bir şey olmadığını unutuyorlar..."
Bu romanlar yaşamı yansıtıyorlarsa ve o da içlerindeki her olayı daha okumadan sonlarının nasıl olacağını sezinleyebiliyorsa, o zaman yaşamın da önceden kestirilebilir bir planı olmalıydı.
"... Kaçıp durmak, kaçıp durmak! (...) Siz Yahudilerin yüzyıllardır yaptığı tek şey bu zaten. Gettolardaki Yahudiler baş kaldırıp Naziler'le çarpışmaya başladıklarında bile kazanamayacaklarını biliyorlardı. Pazarlık edebilmek için savaştılar. Anladın mı? Hep pazarlık için.
(...) O Yahudilerin hepsi katledildi, Yüzbaşım (...)
Evet öyle. Ama o gettolarda bile pazarlık ettiler, anlıyor musun, gaz odası yerine bir kurşunla ölmek için pazarlık ettiler, çünkü kurşunla ölmek onlar için daha iyi bir pazarlıktı. Her zamanki gibi Yahudiler daha kârlı çıktılar işten!..."
"... Ben hiçbir zaman şiddete şiddetle karşılık veren bir insan olmadım. Şiddete inanmam. Şiddet, insanlığın durumunu iyileştiren bir şey değildir. Fikirlerdir bunu yapan."
"Hapishane hücrelerinde çürüyüp gidenlerse, fikirler değildir, insanlardır..."