Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Belgesel Kitaplar Serisi

Köy Enstitüleri

Can Dündar

Köy Enstitüleri Gönderileri

Köy Enstitüleri kitaplarını, Köy Enstitüleri sözleri ve alıntılarını, Köy Enstitüleri yazarlarını, Köy Enstitüleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Biz, istiklal mücadelesinden itibaren sosyal hayatımızda yaptığımız büyük devrimleri köylere götürecek adam yetiştirmek isteriz. Çünkü ümmet devrinin böyle bir adamı vardır. Bu, imamdır. İmam, insan doğduğu vakit kulağına ezan okuyarak, vefat ettiği vakit mezarının başında telkin vererek, doğumundan ölümüne kadar bu cemiyetin manen hakimdir. Bu manevi hakimiyet, maddi tarafa da intikal eder. Çünkü köylü hasta olduğu vakit de sual mercii imam olur. Biz imamın yerine, köye devrimci düşüncenin adamını göndermek istedik. " Hasan Ali Yücel
104 syf.
·
Puan vermedi
Harika bir geçmişe sahibiz biz ülke olarak.
O zor şartlarda kaç insanın hayatını değiştirmiş olan bir proje nin önemini daha iyi anlamak isteyen hiç durmasin okusun bence... Ve tarih tekerrür den ibarettir o günlerden bu günlere geldik.
Köy Enstitüleri
Köy EnstitüleriCan Dündar · Can Yayınları · 2015350 okunma
Reklam
Köy Enstitüleri ve Sabahattin Ali
Şubat 1945’te bir gün Hasanoğlan’a gelen bir ziyaretçi sonun başlangıcını hazırladı o gün tiyatro dersi için okulun devlet tiyatrolarının kurucusu Carl Ebert ziyaret edecekti ancak öğrencilerin dikkatini Ebertten çok yanındaki altın tel çerçeveli gözlük takan ak saçlı tercümanın üzerinde toplanmıştı, o tercüman dönemin en tanınmış muhalif edebiyatçısı Sabahattin Ali’ydi Sabahattin Ali ilerici fikirleri nedeniyle mahkum olmuş ve sonra afla salıverilmiş bir solcuydu böyle birinin Hasanoğlana gelip öğrencilerle sohbet etmesi Enstitüde cadı kazanlarının kaynamasına yol açtı.
Aşık Veysel
Serbest okuma saatinde isteyen öğrencilere müzik öğretmenleri tarafından mandolin, keman, akordeon, bağlama dersleri de veriliyordu hatta bağlama dersini kimi zaman enstitüleri birer birer gezen Aşık Veysel veriyordu.
Köy Enstitüleri
Enstitüde işbaşı zeybek havasıyla yapılıyordu. Öğrenciler her sabah erkenden kalkıp Okulun önündeki büyük alanda toplanıyor ve güne, sabah sporu niyetine kızlı erkekli halk oyunları oynayarak türkülerle başlıyorlardı. Sonra, kendilerinden önce kalkıp fırınlarda ekmek pişiren arkadaşlarının hazırladığı kahvaltıya geçiyorlardı. Sabah 7:30’dan sonra da serbest okuma saati başlıyordu her enstitünün büyük bir kütüphanesi vardı ve Hasan Âli Yücel’in çevirisini yaptığı klasikler burada bulunabiliyordu her öğrenci bir yıl içinde 25 klasik eseri okumak zorundaydı.
Hasan Âli Yücel (bant kaydından): Dedim ki İnönü'ye, “Bizde metot daima dediktiftir. Yukarıdan aşağıya iner. Bu demokrasi tecrübesi de böyle yukarıdan aşağıya iniyor. Sizden aşağıya iniyor. Halbuki müesseseler demokratlaştırılmadıkça bu memlekette demokrasi bir hevesten ibaret kalır ve dayandığı şey, bir ütopya olur. Herhangi bir vaziyette tam tersi bir rejim suhuletle gelebilir. Hatta demokrasi soysuzlaşabilir.” Sordu bana, "Ne yapmalı?" Ben dedim, “Bana düşeni ben yaparım.” “Nedir?” dedi, "Ne yapacaksın?" “Bu maarif teşkilatını demokratize edelim." Tarih, Yücel'i haklı çıkaracaktı. Yukarıdan empoze edilen demokrasinin ilk hedefi Köy Enstitüleri oldu ve İnönü'nün tahmin ettiği gibi savaş bitince konu hemen gündeme geldi. Üstelik mecliste, muhalefet ilk çıkışını bu konuyla yaptı. 1945 Mayıs'ında Milli Eğitim bütçesi görüşülürken Emin Sazak, “Köylere verilen enstitü mezunlarının kendilerini birer Atatürk zannettiklerini,” söyledi. Hasan Âli Yücel, bu eleştiriyi yanıtlarken, “Bu çocukların birer Atatürk olması temenni edilir,” dedi ve sözü büyük toprak sahibi Emin Sazak'a getirdi: “Emin Sazak arkadaşım, oturduğu yerden iç çekebilir; çünkü feodal sistemle idare edilmek isteyenler, ilköğretim davasını istemezler.”
Sayfa 81 - Can Yayınları, 1. Basım: Eylül 2014, İstanbulKitabı okudu
Reklam
Bu serbest okuma saatinde, isteyen öğrencilere müzik öğretmenleri tarafından mandolin, keman, akordeon, bağlama dersleri de veriliyordu. Hatta bağlama dersini kimi zaman, enstitüleri birer birer gezen Âşık Veysel veriyordu. Abdullah Özkucur O ortaya çıkar; saz meraklıları da onun karşısına yarımay şeklinde otururlar: Âşık Veysel'in çaldığı
Sayfa 40 - Can Yayınları, 1. Basım: Eylül 2014, İstanbulKitabı okudu
135 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.