Büyülü bir tınısı vardı “Süleyman” isminin. Etkisi ansızın kuşatır, kendine doğru çeker, nefretin ve sevginin yakıcı yığınında birleştirirdi herkesi. “Süleyman” ismini duyan kötü varlıklarda korku, iyi ve güçsüz varlıklarda güven duygusu belirirdi. Parmağındaki yüzükte yer alan mührün tılsımlı geçidinde can çekişen baş kaldırışlar, yerini boyun eğmenin gürültüsüz, telaşsız akıntısına bırakırdı. Bütün varlıklar mıknatıs gibi onun gizemine çekilir, Hz. Süleyman’ın önünde diz çökerdi. Ruhani alemler, cinler bile ona boyun eğip ordusuna katılmıştı. Hz. Süleyman’ın, direnilmesi güç bu kuvveti karşısında karanlık ordular, ateşlerinin gölgesine sığınmış, vücutlarının yangınıyla onun barış krallığını yakacakları günü bekliyorlardı.”
Bu kitap kurgusal bir yazın olmasına rağmen Hz. Süleyman Peygamber ile ilgili gerçeğe yakın hikayelere yer vermektedir. Belki de pek çok İslami kaynakta yer alan hurafe kokan bilgileri de temizleyip Hz. Süleyman’ın saf yaşantısına daha net ve şeffaf biçimde ışık tutmaktadır...
Bin yıllar öncesinde rüzgarla seyahat eden, binlerce kilometre öteden bir tahtı ışınlama teknolojisini kullanarak kendi sarayına getiren, kuşlarla, karıncalarla konuşan, görünmeyen varlıkları emrinde çalıştıran bir kahraman gerçekten yaşadı... Üstelik o, Doğu kültüründen yani bizden biriydi. Onu anlatırken de yer yer Doğu edebiyatına özgü masalsı bir dil kullanıldı.
Hz. Süleyman ile ilgili bugüne kadar yazılmış eserler arasında en kapsamlı ve güvenilir olma niteliği taşıyan bu kitap genç okurlarımıza yeni ufuklar açacaktır.
Doğaüstü bir maceraya hazırsanız kitabın kapağını aralayabilirsiniz...
