Kitabın Öteki yayınevindeki baskısını "Kulübe" adıyla okumuştum.Konusunu tam hatırlamamakla beraber oldukça keyifli bir anlatımı olduğunu biliyorum.Fırsatım olsa tekrar okumak isterdim.
Barret baba,
Toprağını işlettiği "efendisi"nin gaddarlığıyla, kırılgan onurunun arasına sıkışmış bir ihtiyar.
Pimento,
Çiğ karakterinin kendi aynasındaki yansımasını yiğitlikle karıştıran bir korkak, bir sansar.
Batiste,
Hayattaki tek amacı eşine ve çocuklarına sıradan da olsa bir yaşam şansı sunabilmek olan çalışkan ve inatçı bir
Gökyüzü aydınlığa kavuşuyor, gölgeler eriyor, yavaş yavaş, sabahın pusu içinde meyve ağaçlarının ıslak ve parlak gövdeleri, sazlıkların dalgalı çizgileri, koskoca ve yemyeşil sebze ekili alanlar, özenle sürülmüş kırmızı topraklar birer birer resim görünümü alıyordu.(Syf6)
Ufku saran ağaçlarla evler ardında güneş, gözleri yummaya zorlayan altın iğnelerini ovanın düzlüğüne batırarak, iyi kızarmış bir hamursuz çörek gibi çıkıyordu.(Syf8)
Güneş, yakıcı okşayışlarıyla çatlayan toprağa ateş selleri akıtıyor, altın gibi ışınları, sık yaprakları her yanda yaşamı yeşerten bu sıcaktan korkuyormuşçasına ovanın altında su yollarıyla nem saban izlerini örttüğü bu yeşillik tavanını delip geçiyordu.(Syf137)
...Güneş ışığı bile bol otlar arasından süzülüp geldiği bu bataklıklı çıkmazda üzünçlü bir tavra bürünür ve ölü sulara solgun yansır.(Syf162)
Bu kitabı 2004 veya 2005 yılında okumuştum. Valencia yakınlarındaki bir köyde toprağını bir toprak ağasına kaptırmış köylülerin kendi köylerine başka bir yerden göç eden bir aile ile haksız mücadelesini ve ezilmiş köylülerin yeni göçmen aileye karşı ne kadar acımasız olabildiğini anlatıyordu. Dili sade ve akıcı bir kitaptı şu an hatırlayabildiğim kadarıyla.
Her şey ekmek içindi!… Onu kazanmak insana nelere mal oluyordu! (188)
İspanyol yazar Vicente Blasco Ibanez’in sömürge savaşı karşıtı bir gösteriden sonra kaçmak için sığındığı mahzende dört gün içinde kaleme aldığı eser toplumsal şiddeti, sürü psikolojisini kitlelerin bir araya geldiğinde ne kadar tehlikeli olabileceğini gözler önüne seriyor.
Geçmişte Baret Amca adında çiftçinin dönemin valisi olan Don Salvador’un haksızlıklar yaparak bir aileyi yok etmesi sonucu kulübe lanetli sayılır. Fakat 10 yıl sonra yeniden Batiste adında bir kiracı kulübeye taşınınca tüm köy halkı aileyi burada barındırmak istemez ve türlü kötülükler yaparlar.
Her yerden kötülük fışkırıyordu, yollardan evlerden ve sazlıklardan her fırsatta onu ve ailesini yaralamak için kötülük ve nefret çıkıyordu. (128)
Ben bu kitabı oldukça sarsıcı ve gerçekçi buldum dostlarım. Her ne kadar Mahşerin Dört Atlısı eseriyle tanınmış olsa da bu kitap da okunmayı hak ediyor. Sevgiyle kitapla kalınız dostlarım.
KulübeVicente Blasco İbañez · Dedelus Kitap · 202373 okunma
1895 yılında sömürge savaşı karşıtı bir gösteriden sonra aranmaya başlamış
Vicente Blasco İbañez İtalya’ ya kaçmak zorunda kalan yazar, üç ay sonra İspanya’ ya geri dönmüş ve mahkeme tarafından birkaç yıl hapse mahkum edilmiş. Milletvekili seçilince, parlamenter dokunulmazlığı sayesinde özgürlüğüne kavuşmuş.
Arapların İntikamı olarak, saklandığı mahzende dört gün boyunca yazdığı kitabı, özgürlüğüne kavuşunca farklı bölümler ekleyerek
Mahşerin Dört Atlısı kitabını da beğenmiştim.
Yazar, kitaplarında betimlemeye ve olaylara çok fazla yer veriyor, karakterler arası diyalog geri planda kalıyor. İlk okurken biraz sıkılıyormuş hissi veriyor ama okurken kitabın nasıl bittiğini anlamıyorsunuz.
Kitapta, bostan çiftçilerinin cahillikte sınır tanımadığına şahit oluyoruz. Çiftçilik için bostana yeni gelen aileye karşı alınan tavır.
Yazarın satırları gibi; “ Aslında iyi insanlar” “ Burada gerekli olan tek şey eğitimdir, onların eğitilmeye ihtiyacı var. “
Ben kitabı beğendim. Yazarı okumaya devam edeceğim. Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ediyorum.
KulübeVicente Blasco İbañez · Dedelus Kitap · 202373 okunma