Büyük taklit merci Ayetullah Gulpeygani'ye sordular: "Acaba birisine senin gıybetini yaptım hakkını bana helal eder misin diye sormak gerekir mi?" Şöyle cevap verdiler: " Hayır. Çünkü onu bu durumdan haberdar etmekle onu rahatsız etmiş olursunuz ki, bir müslümanı rahatsız etmek de başka bir günahtır." Öyleyse gıybetin telafisi, istiğfar ve af dilemek tır.
"Her kim adil fakihi reddederse Hz. Peygamberin (s.a.a.) Ehl-i Beyt'inin (a.s.) sözünü reddetmiş gibidir. Ve her kim Hz. Peygamber ve Ehli Beyti reddetse Allah'ın sözünü reddetmiş gibidir." {Hadis-i Şerif}
Rehberlik ve imamet, Allah'ın bir ahdidir. Bu makamın verilmesi Hz. İbrahim'in duasından ve isteğinden öte Allah'ın seçimiyle olur. Eğer bir şahıs, (Allah'a, kendisine veya başkasına) zulüm ederse, o rehberliğe layık değildir demektir.
Talha ve Zübeyr, Hz. Ali'ye şöyle dediler: "Bizimle her konuda meşveret etmen şartıyla seninle birlikte hareket edebiliriz. Çünkü bizim hesabımız başkalarının hesabından farklı olmalıdır." Hz. Ali onlara şöyle buyurdu: " Ben Allah'ın kitabı ve Hz. Resûlullah'ın (s.a.a.) sünnetine bakar ve ona göre amel ederim. Sizin ve diğerlerinin rey ve meşveretinize ihtiyacım yok.Ancak Allah'ın kitabı ve Hz. Peygamberin (s.) sünnetine göre bir delil bulamazsam meşveret etmem gerekecek ki, işte o zaman sizinle meşveret edebilirim.
Hz. Peygamber (s.a.a.) şöyle buyurmuştur:"Benim ehlibeytim Nuh'un gemisi gibidir.Kim o gemiye binerse kurtulur ve her kim o gemiye binmekten sakınırsa helak olur."