İnsanların tümünün çıkarla yönetildiğini biliyordu. Bunda ayıplanacak bir şey yoktu. İnsan türünün doğasında olan bir şeydi bu. Ama insanların çoğu bu gerçekle yüzyüze gelmeye korkarlardı. Sevgi, dostluk, şeref, doğruculuk, inanç, güven gibi yüceltici kavramlar hayal ederlerdi. Bütün bunlara inandıklarını söylerlerdi, tabi içlerinde hepsinin palavra olduğunu bilseler de.