Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri

Gotthard Jaeschke

Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri Gönderileri

Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri kitaplarını, Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri sözleri ve alıntılarını, Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri yazarlarını, Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sultan Vahideddin Milli Mücadele'ye nasıl bakıyor?
Sultan, 7 Ağustos'ta (1922) -karşısında Rumbold oturduğu halde-nasyonalist liderlere karşı şiddetli, tahkir edici sözler savurdu: "Onlar bir devlet değil, belki asiler ve ihtilalciler topluluğudur. Onlar İttihat ve Terakki Fırkası'nın yeniden ortaya çıkışıdır. Bunlar çeşitli isimler altında, kendi egoistçe maksatları için bu memlekete hakim olmaya çalışmışlardır. Bunlar sadece Bolşeviklerdir.
Sayfa 163Kitabı okudu
Ya istiklâl ya ölüm günlerimizden...
Sultan, Horace Rumbold'u 21 Mart'ta (1921) kabul ettiği sırada: "Bir avuç eşkıya tam bir nüfuz kurmuşlar. Ankara'nın liderleri, bu memlekette dikili ağacı olmayan; kan irtibatı veya bir rabıtası bulunmayan kimseler... Mustafa Kemal menşei belli olmayan bir Makedonyalı ihtilalci, daha çok Sırp'a benziyor(!) Onların arasında hakiki bir Türk mevcut değil. Hakiki Türk özüne sadıktır, fakat kendi esirliğinin hikâyesi gibi hayalî, yanlış tasvirlerle aldanarak yıldırıcı usullerle korkutulur. Bunlar o şakilerdir ki, kendilerine teslim olacak şikâr ararlar.
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
Siyasi kudret nasyonalistlerin eline geçmiştir. Milletin tümü harpten mutlak surette bıkmıştır. Fakat ahali, topraklarının parçalanarak Rumlar veya Ermenilere teslim edilmesini önlemek üzere amansız bir şekilde harbe hazır bulunmaktadır. Türkler olağanüstü dövüşçüdürler. Zaman Mustafa Kemal lehinedir. (15 Mart 1920 tarihli İngiliz Genelkurmay'ı memorandumu)
Sayfa 151Kitabı okudu
Evvel emirde Sultan'ın Mustafa Kemal'e verdiği vazifeden dolayı ileri sürülen faraziyelerin en mühimini, yani padişahın kendisine olan büyük güvenini görmezden gelmemek gerekir. Tevfik Bıyıklıoğlu haklı olarak "Aksi takdirde bu tayini tasvip etmeyeceği muhakkaktır" diyordu. Ancak Mustafa Kemal aynı zamanda İngilizlerin de itimadını kazanmıştı; yani daha doğru olarak onların güvensizliğini mucip olacak her şeyden kaçınmıştı. Mustafa Kemal'in vaktiyle o zaman veliahd olan padişahın refakatinde Almanya'ya seyahati kaderin kendisine bir ihsanı olmuştu. Bu vesile ile onu şahsen tanıyan padişah, Kemal'in Gelibolu'daki başarılarını hayranlıkla duyduktan sonra şahsî kıymetini takdir etmişti. (s. 96-97)
Varolmak kavgamız...
Başvekil Gounaris İzmir'de 30 Haziran'da; "Esir hristiyan halkın kurtuluş kavgasının ölünceye kadar devam edeceğini" farfaraca beyan etmişti. Gerçek kendisini artık uzun zaman bekletmeyecekti. Eskişehir'in "fethi"nden sonra Papoulas: "Kral Konstantin ordusunun, Küçük Asya içlerine 1077 yılından beri bir Yunan ordusunun nüfuz etmediği yerlere kadar girmesi ile övünürken", Fevzi Paşa: "Düşmanın Anadolu içlerine uzanmak isteyen kolları mezarlarına yaklaşıyor; bu yeni sefer, düşmanın ölüm yolculuğudur" diyordu.
Lord Granville, Yunan toprak isteklerinin sonsuzluğu konusunda, 17 Kasım 1918'de Atina basınına dayanarak şu raporu vermekteydi: "Oniki Ada'yı, Kıbrıs'ı, Trakya'yı, Batı Anadolu kıyılarını; birçokları İstanbul'u ve Anadolu'nun kuzey kıyılarını bile istiyorlar... Sorun halkın, çıkarları bakımından ele alıncak olursa, ellerindeki toprakları şimdiye dek yönetmede pek öyle olağanüstü bir yetenek gösterememiş olan Yunanlıların, buralardaki milyonlarca halkı akıllıca ve sevecenlikle yönetebileceklerinden, doğrusu kuşku duyulur... Hiç değilse İzmir'in ticaretle uğraşan zengin Rumlarının yurtlarının anayurt tarafından teslim alınmasını istemediklerini öğrendim..."
Reklam
2. Adana
Mustafa Kemal'e 7 Kasım'da muvakkaten işten el çektirilmesi ve İzzet Paşa ile mütarekenin tefsiri üzerinde telgraf teatisinin İngilizlerce öğrenilmemesi kendisi hesabına bir talih eseri olmuştu[11] ; aksi takdirde onun da Ali İhsan Paşa'nın uğradığı akibetten kurtulması güç olurdu. Perapalas'ta oturduğu sırada Daily Mail muhabiri G. Ward Price ile
Sayfa 98 - Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1991
Hain Padişah'tan Hain Sabri'ye ek fetva talebi
Padişah, Kadıköy gösterisinden öyle korkmuştu ki, kendisinin isteği üzerine, Mustafa Sabri'nin vermiş olduğu ama kendisinin yeter görmediği fetvaya bir ek koydurmak istedi: "Savaş mahkemesince idama hüküm giydirilen Kemal'in yargılanması hakka ve adalete uygun olarak yapıldıysa (!), verilen idam hükmünün evraklarda yazılı fetva veşeri hükümlere uygun olduğu arz edilir."
Zehir Lloyd George Panzehri de Mustafa Kemal
Charles H. Sherriîl, anılarında şöyle yazıyor: "Yazgı, kendisini büyük felâket olarak göstermekten haz duyar... Yunan istila ordusunu İzmir şehrine attı; aynı zamanda Samsun'da da aynı oyunu oynadı... Şu koşulla ki, burada zehir, panzehrini (Mustafa Kemal'i) bulacaktı. Yazgı, ikiliamaca hizmet için, ikili kukla (âlet) kullandı: Birinci kukla, Lloyd George; Türkiye'nin gücünü yok edip bütün organlarını felce uğratarak müttefikler arasında paylaşmayı kolaylaştırmak umuduyla Yunanlıları Türkiye'nin istilasına kışkırtarak onlara yardımda bulundu. İkinci kukla olan Padişah ise, Mustafa Kemal'in uzaklara, Samsun'a umumî müfettiş(genel denetmen) atanmasına onay vererek saygınlığını düşürmeyi, kendisini huzursuz kılan bu kişiliği başkentten sonsuza dek uzaklaştırmayı düşündü."
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.