Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kurtuluş Savaşı'nda Kadın Askerlerimiz

Fevziye Abdullah Tansel

Kurtuluş Savaşı'nda Kadın Askerlerimiz Sözleri ve Alıntıları

Kurtuluş Savaşı'nda Kadın Askerlerimiz sözleri ve alıntılarını, Kurtuluş Savaşı'nda Kadın Askerlerimiz kitap alıntılarını, Kurtuluş Savaşı'nda Kadın Askerlerimiz en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kara Fatma Erzurumlu bir Osmanlı kadınıdır. Düşman ordusu Erzurum'u kuşattığı zaman Kara Fatma Kadın, Aziziyye Tabyası'ndaki Osmanlı askeriyle beraberdi. Askere su, yiyecek getiren, askerin yaralılarını omuzunda taşıyan, yaralarını saran bir Osmanlı anası idi. "Hücum ile, zorla Osmanlı elinden tabya alınmaz olduğunu anlayan düşman hile yoluna sapmış ve gece yarısı, askerimizin koğuşu yakınına bir nefer sokarak tüfek atıp koğuşun lambasını söndürmüş ve askerimizi sabaha kadar, birbirini düşman zannıyla birbirine kırdırdıktan sonra, gelip rahatça tabyayı zapt etmiştir; fakat bu acıya dayanamayan, öç almak derdine düşen Fatma analığımız hemen Erzurum'a dönmüş, orada boş bulabildiği çoluk-çocuk, ihtiyar Osmanlılar'ı başına toplamış... Tüfek yokmuş; evlerinden balta, satır aldırmış. Topladığı bu bir avuç Osmanlı'yı önüne katarak Aziziyye Tabyası'na hücum etmiş. Düşmanın gülle, kurşun yağmurları Fatma Kadın'a yüz çevirtmemiş ve girdiği tabyada doğmadık düşman komamış. Tabyayı ceset yığını altında tekrar zapt ile şehitlerin intikamını almış bir dişi arslandı"; "Dişisi böyle olan Osmanlılar'ın erkeği nasıl olur? Arslan olur, Arslan!"; "Erzurum'daki Şehitler Mezarlığı'nda yalnız erkek gönüllüler mi var? Hayır, nice kadın fedailerle karışıktır."
Sayfa 20 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
"Bunlara iş bulmak değil bunlara iş yaptırmak ayıp bunlar ki en yapılmayacak işi yaptılar. Onların yaptıklarıyla övünelim ve onlara yaptığımızla utanarak... Kahramanlığa kanıksadığımız için mi kahraman kıymetini bilmeyiz? Fakat bunlar yalnız kahraman değil, altmış yıl önceki o eşsiz harikuladeliğin hayatta kalmış hatıralarıdır. Bu üç-beş hatıraya üç-beş lira maaş bağlamak: Bu, onlara iyilik olmaktan daha çok, bizi nankör olmaktan kurtaracaktır."
Sayfa 28 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kara Fatma:
"Vatanın büyük kurtarıcısı Ebedi Şefin layık olmadığım büyük iltifatı beni son derece sevindirmişti. Esasen bütün emel ve arzum, yapmış olduğum hizmetten hiçbir menfaat beklemiyordum. Bu itibarla taltif edilmiş olduğum rütbenin karşılığında verilecek maaşımı Kızılay'a terk etmekle son vazifemi yaptım."
Sayfa 56 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Rus Çar'ı II.Nikola'nın 19 Ekim, 1330 (1 Kasım, 1914)'de kendi el yazısıyla, imzasıyla yayınlanan Beyanname ile Doğu sınırlarımızda savaş başlatılmış oluyordu. Artvin'e gelen İstanbul resmi gönüllü kuvvetleri arasında Eyüplü Yüzbaşı (Paşa) Hâlid Bey de bulunuyordu. Hâlid Bey'in annesi, oğlunu vapura yerleştirip uğurlarken, "Eğer düşman karşısında arkadan vurulursan sütümü helal etmem!" demiştir.
Sayfa 76 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
"Mudurnu - 3 Şubat. Mudurnu'nun Cami-i Kebir mahallesinden, Fazzal-oğlu merhum Mehmed zevcesi Fatma Kadın, kıtasından firar ederek, kar fırtınalarının şiddetle devam eylediği soğuk bir gecede avdet eden oğlu İsmail'i, asker firarisi olduğundan dolayı hanesine kabul etmemiş, oğlunun bütün ricalarına cevaben, aile ocağına kabul etmek suretiyle din ve vatanına ihanet edemeyeceğim ve memleketin hizmet beklediği bir zamanda firar ettiği için kendisini evlat tanımayacağını söylemiş ve hükümete teslim etmiştir. Türk analarına yakışan bu mümtaz hareket, istiklal mücadelesinin Anadolu kadınları arasında nasıl terakki edildiğini göstermektedir."
Sayfa 76 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
“Lehü'l-hamd (Allah'a şükürler ol­sun), bugün büyük Gazî'miz sayesinde emelimize nail ol­duk. Türk ve Türklük kurtuldu. Vaktiyle düşman çizmele­rinin altında inleyen sevgili topraklarımızda şimdi serbest ve göğsümü gere-gere yürüyorum."
Sayfa 61 - binbaş ayşe hanım
Reklam
"Ne Osman dinledik ne teslim.."
"Urus askerlerinin hepsi, 'Osman teslim' demeyi öğrenmişler. Başları dara gelince onu söyleyip canlarım kurtaracaklar. Kışlarım içinde dipçiği kime kaldırsak, 'Osman teslim!' diyor. Başka zaman olsa haydi dinleyelim; fakat bizimkilerden kadın erkek bir sürü insan kanlar içinde yere serilmiş. Ne Osman dinledik ne teslim.." "Kadınlardan da yararlık gösterenler var mıydı?" "Olmaz mı?" der gibi başını salladıktan ve "Pek çoktu!" der gibi daireler çizdikten soma, "Yanıma rastladığı için gözümle gördüm. Gülizar Kadın, bulgur sahanlığı gibi iri bir taşı sakallı Moskoj Paşa'sının başına öyle bir indiriş indirdi ki adamcağız soluğunu bile çıkaramadan cansız devrildi!"
Sayfa 26 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Kemal Vatan piyesinin konusunu, olay kahramanlarından erkek kıyafetine girip nişanlısının ardından Silistre'ye giden Zekiye'yi bu iki belgeden ilham alarak yaratmıştır.
Sayfa 11 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
"Cihan Harbinden beri ardı arası gelmeyen bir cenk için, ağzından bir şikayet sözü çıkmadan, nesi varsa hepsi­ni veren Anadolu kadınları! Erkekleri kan ve ateş yerlerin­de savaşırken, uzak denizlerin kıyılarından orta yaylalara doğru, günlerce haftalarca, çıplak ayakları, giyimsiz sırtlarıyla kurşunları, top mermileri taşıyan Anadolu kadınları! Batıda, doğuda, kıblede, bütün cephelerin arkasında memleketi işleten, tarlaları yeşerten, sayısız yetim çocukları yetiştiren, büyüten sensin, ey Anadolu kadını! Sırası gelince cephaneyi, yaralıyı taşımak sana yetmedi; silaha sen sarıldın, düşman önünde sen de nevbet bekledin, ateş­lere sen de girdin, sen de gaza ettin! 'Erkek arslan arslan olur da, dişi arslan arslan olmaz mı?' diyen sensin! Erke­ğinle beraber zafere erdirdiğin gazan mübarek olsun; zafe­re eren gazanın büyük bayramı mübarek olsun!”
Sayfa 101Kitabı okudu
Kastamonu'da, o savaş günlerinde Açık Söz gazetesini yayımlamakta olan Hüsnü Bey, Kurtuluş Savaşı'nda, hele Sakarya Harbi sıralarında Kastamonu şehri ve vilayeti hanımlarının, Türk kadınlarına yakışır surette çok çalıştıklarını, çok fedakarlıklar gösterdiklerini, bunun pek çok örneğinden birkaçını anlatmıştır: Hilal-ı Ahmer (Kızılay) şubesini kurmuşlar, Lise'de tertipledikleri müsamerede altın saatlerini, küpelerini Hilal-i Ahmer'e bağışlamışlardır. Hilal-i Ahmer Kadınlar Şubesi, Riyazül Benat Mektebi'nde bir sergi hazırlamıştır; bu büyük evin her odası bağışlanan eşya ile tıklım tıklım dolmuştu. Bu sergide yırtık iki gömlek de gözüne ilişen Açık Söz'cü Hüsnü, bunların orada neden gösterildiğini sormuştur. Ona, yaşlı ve yoksul bir kadının geçenlerde sergiyi ziyarete geldiğim, eşyalara baktıktan soma koşup evine giderek o gömlekleri getirip bıraktığını anlatmışlar, "Biz biliyoruz ki bunların maddi değil, manevi kıymeti çok büyük; zavallının verecek başka hiçbir şeyi yoktu" demişlerdir. Yine Hüsnü Bey'in verdiği bir başka örnekten, Tephirhane memuru Ziya Efendi'nin kızının, makineli tüfeği ile bizim tarafa kaçmayı başaran Fransız Subayı Cezayirli Mehmet Efendi ile evleneceğim, ailece zengin olmadıklarını, bu ince düşünceli Türk kızının, hazırlanmış olan gelinliğinin satılarak bedelinin, yaralı gazilerimize verilmesini istediğini öğreniyoruz. Gelinliği otuz liraya Hilal-i Ahmer'e satmışlar; kendisi basma bir entari giyerek düğünü yapılmıştır.
Sayfa 90 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
98 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.