Kutsal Sığınak
William FaulknerKutsal Sığınak Gönderileri
Kutsal Sığınak kitaplarını, Kutsal Sığınak sözleri ve alıntılarını, Kutsal Sığınak yazarlarını, Kutsal Sığınak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kimseden bir şey istediği yok, rahat bırakılmak bütün dileği, yaşamını bir yola sokmak için çırpınırken siz yokluk nedir bilmeyen tazeler..
Sayfa 73Kitabı okudu
Hey Tanrım,ne derseniz deyin siz,kötü denen şey bulaşıveriyor insana,değmeden uzaktan baksan bile,hatta karşına durup dururken kendiliğinden çıksa bile;gel de sen içi çürümüş bir şeyle pazarlık et,alışveriş et.
Sayfa 80Kitabı okuyor
Çocuğa bakıyordu,kurşuni yanaklarına,mavimtrak,belli belirsiz bir hilal gibi açılan mor göz kapaklarına,kafasında takke gibi duran ıslak saç gölgesine.Tanrı'yı düşünen yukarı kalkmış ellerin terle dolu,açık duran buklemsi avuçlarına.Hey Tanrım!
Sayfa 75Kitabı okuyor
Beni suçlayacaklarmıymış, varsın suçlasınlar.Ben masumum.Ama konuşur da düşüncelerimi,inandıklarımı söylemeye kalkarsam anlamayacaklarını biliyorum.Kılıç yarasından farksız iki yarık...
Sayfa 72Kitabı okuyor
43 Yılın Bende Doğurduğu
Onun arkasından da, benim arkamda da birer ayna vardı, o arkamdaki aynada kendini seyrediyordu, içinde yüzümü görebileceğim öbür aynanın farkında değildi, başımın arkasında saf bir ikiyüzlülükle seyrettiğini görebileceğimin farkında değildi.İşte bu yüzden doğa dişidir, ilerleyişse erkek.Doğa asmayı yaratmış, ilerleyişse aynayı.
Sayfa 12Kitabı okuyor
Hapisanenin yanından ışıklarla çizgi çizgi dört köşe bir yapı. Înce demir çubuklarla çaprazlama kafeslenmiş orta pencere ,ancak bir pencere denebilecek genişlikteydi; aşağıda, parmaklıklar boyunca işten kalınlaşmış omuzlar üstünde şapkalı, şapkasız bir baş dizisi ve cennet ve yorgunluk türküleri çağıran, birbirine karışan sesler, yumuşak, dipsiz geceye doğru kabardıkça kabarıyordu.
"Başının üstündeki karanlık, şimdi, tutulan bir soluk gibi gittikçe artan bir şiddetle üstlerini kaplayan ateşin düz ışıklarıyla çizik çizik olurken, o sönük ve parlak milyarlarca ışıkla dolu bir boşlukta sallanıp duruyordu hafif hafif, tembel tembel."
"Onu ben doğurmuş olsaydım, etine karşı bundan daha yakın olamazdım!"
"Cennet ve yorgunluk üstüne türküler söyleyen, ölümlerini bekleyen kişileri ya da şimdiden ölmüş olanı dinlerlerdi..."
"Kadınlık, üstünde birbirine benzer ampuller asılı bir tel boyunca akan ceryandı sanki..."
"Cennette yer yok sana! Cehennemde yer yok! Yer yok sana beyazların hapisanesinde! Ey zenci, nereye böyle? Nereye gidiyorsun sen?"
"- Bu insanlar neyin oluyor ki didinesin bu kadar?
+ Bir yana çekilip haksızlığı görmek için...
- Hiçbir zaman haksızlığı yenemezsin Horace...
+ Yenemezsem, hiç olmazsa olayların arkasında gizlenen olayı anlarım."
"Kumrular gibi mutluyduk", diye inledi boğulur gibi.