Serinin diğer kitapları gibi akıcı bir kitaptı, Levana'nın böyle bir geçmişi olduğunu tahmin ediyordum elbette ama Channary bayağı abartmış. Kız kardeşine neler yapmış yani, Levana da etrafındaki hiçkimsenin onu sevmediğini, herkesin Selene'nin büyümesini, Selene'nin (Winter'ın da) ondan daha güzel olduklarını düşünmeleri onu biraz delirtmiş (biraz mı? diye soruyor içimdeki ses).
Channary'nin, Selene'a beslediği duygu çok güzeldi. Yani, hoşuma gitti. Kötü bir insan olmasına rağmen, kalbinin derinliklerinde olan, daha önce öz kardeşi, anne ve babası da dahil kimseye vermediği bu sevgiyi kızına vermesi çok güzeldi.
Aslında Levana ve Cinder (Selene)'nin aynı olayı yaşadığını görüyoruz. Ablasının ona yaptığını o da yeğenine yapıyor.
Tabii, bu onu masum yapar mı? Yapmaz. Jonathan Morgensters için hissettiklerimi hissetmemi saglayamaz (kendisi en sevdiğim kötü karakterdir, aslında kötü olan o değil de neyse spoiler vermeyeyim yanlış kitap). Levana, adeta bir Marcie Miller. Hatta Marcie'den de kötü bir zihne sahip.
Yazık.