Ecevit, ayağındaki siyah botuyla önünde duran keseğe bir tekme attı ve devam etti: "hem solcu geçiniyorlar, hem de bir 12 Mart Generali'nin ardına sığınıyorlar. Bizim sol kanadın her zaman orduya sığınmak gibi bir hesabı olmuştur."
12 Eylül'de birkaç kez tutuklanan eski Başbakanlardan Bülent Ecevit, 54 gün Dil Okulunda yaşadıktan sonra duygularını şöyle dile getirmişti:
"Keşke Başbakan olmadan önce hapishaneleri görseymişim..."
Öğrencilik ve gençlik dönemimize denk gelen Ecevit, Erbakan, Perinçek ve Türkeş gibi siyasilerin doğduğumuz dönemlerde yani 80 darbesi sonrasında ki tutukluluk dönemini kendileriyle beraber yatan oral çalışlar bölümler şeklinde hikaye tarzında anlatmış.
Kendisi sol partili olmasına rağmen daha sonra MHPliler tarafından yalanlanmasına rağmen kitabında MHP lileri biraz fazla sevimli göstermeye çalışmış yazar.
Bildiğimiz tanıdığımız siyasiler hakkında azda olsa bilgi sahibi olabilmek adına okunabilecek bir kitap.
oral çalışların 12 eylül sonrası hapishane anılarını anlatıyor d.perincek a.türkeş b ecevit n erbakan hapisane anıları yazarın sol tandanslı olmasına karşın objektif kalabilmiş
Necmettin Erbakan, Alparslan Türkeş, Bülent Ecevit, Doğu Perinçek gibi bir çok siyasetçinin aralarında bulunduğu hapis dönemini anlatan bir eser. Ben yazarın objektif bir gözle yazdığını düşünüyorum. Fikir edinebilmek açısından incelenmesi gereken bir kitap. Bir günlerinin nasıl geçtiğini detaylı olaraktan aktarmış.
Çalışlar, "Bizim Muhittin Usta'nın bir teorisi var. Ona göre, bütün savcı ve hakimler staj için belli süreler hapishanede yatmalılar. Tutukluluğun ne demek olduğunu anlasınlar ve ceza verirken ona göre düşünsünler diyor. Benim çok hoşuma gitti."
Dürüst olmak gerekirse kitabı çok uzun yıllar önce okuduğum için okurkenki duygularımı ilk günkü tazeliğiyle aktarmam biraz zor. Fakat, yıllar geçmesine rağmen, kitabın üzerimde bıraktığı etki o kadar yoğun ki, hala bu tarz bir kitap tavsiyesi istendiğinde ilk tavsiye ettiğim kitaplardan biri bu oluyor. Yakın tarihimizde derin izler bırakmış olup,
"Atatürk hazırladığı Büyük Nutku, yakın arkadaşı İsmet İnönü'ye okuması ve fikirlerini söylemesi için verir. İsmet Paşa uzun konuşmayı okuyup bitirdikten sonra Atatürk'e iade eder. Atatürk'ün nasıl buldun sorusuna, 'Paşam çok güzel, ancak, sonunu gençliğe hitap ederek bitirmek sanırım faydalı olur' cevabını verir. Atatürk bunun üzerine 'O zaman sen yaz böyle bir bölüm, bakalım, iyi olursa dediğin gibi yaparız' deyince İsmet İnönü Nutuk'un sonundaki ünlü 'Gençliğe Hitabe' bölümünü kaleme almış."
12 Eylül'de birkaç kez tutuklanan eski Başbakanlardan Bülent Ecevit, 54 gün de Dil Okulu'nda yatıp, tutukevlerinde yaşadıktan sonra duygularını şöyle dile getirir:
"Keşke Başbakan olmadan önce hapishaneleri görseymişim..."