Çok severek okuduğum bir evren oldu Lightlark. İnanılmaz merak ediyordum ve sonunda okuyabilme fırsatım oldu. Özellikle Isla ve Grim’in arasında ki çekim beni ordan oraya sürükledi. Sürükledi diyorum çünkü salt aşklarını okuyamadık. Durumlar biraz ortaya karışık
Isla kendi halkı için tüm tehlikeyi göze alıyor. Normalde bütün hükümdarların gücü vardır. Ve bu güç halkını korumak, yönlendirmek için oldukça büyük önem taşır. Ancak Isla doğuştan güçsüzdür. Güzeller güzeli hükümdar Isla Crown’un adasının laneti, lanetlerinin en kötüsüydü. Aşık oldukları kişiyi öldürmek ve yaşamak için her ay bir insan kalbi yemekle lanetlenmişlerdir.
Her yüz yılda bir sadece yüz günlüğüne, altı hükümdarlığın oynamaya davet edildiği ve sonunda ölmesi gereken bir hükümdarın olduğu ölümcül bir oyun. Bu güç savaşının başlayacağı yer Lightlark adası. Tüm hükümdarların istediği tek bir şey var güç, daha fazla güç.
Kitabı okurken hem eriyerek,hem sinirlenerek okuduğum doğru Eriyerek okuduğum sahneler Grim ve Isla’nın sahneleriydi. Hem aşk,hem entrika hem aksiyon ve tabi ki ihanet dolu bu kitapta sizi bolca ters köşeler de bekliyor.Dikkat edin köşeler diyorum
İtiraf edeyim ki ilk sayfalar da biraz durağan ilerleyip, sonlara doğru kitap daha da heyecan ve aksiyon dolu hale geldi. Sayfayı kapattığımda yaşadığım şoku size anlatamam. Öyle bir ters köşe ile bitti ki bunu asla beklemiyordum. Bakalım devam kitabında bizi neler bekliyor
LightlarkAlex Aster · Parola Yayınları · 2023101 okunma
"Seninle olan birkaç konuşma ardından en dezavantajlı takası yapmaya bile hazırdım, bağışlamak isteyeceğin herhangi bir parçan karşılığında tüm varlığım. Aklımı işgal ettin. Akıl sağlığımı sorguladım. Her zaman seni düşünüyorum."
"Bana ne yaptığını sana söylemedim."
"Ne?"
"Sana beni harap ettiğini söylemedim."
"Harap?"
"Harap. İşkence. Seni ilk gördüğüm andan beri bana eziyet etmekten vazgeçmedin."