Lizbon Kuşatmasının Tarihi
José SaramagoEn Beğenilen Lizbon Kuşatmasının Tarihi Sözleri ve Alıntıları
En Beğenilen Lizbon Kuşatmasının Tarihi sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Lizbon Kuşatmasının Tarihi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ama bu iki insanın yaşamının aynı zamanda hem mat, hem de saydam olduğunu görmek son derece ilginç, Raimundo Silva için bu kadından daha yakın birisi yok, oysa onun, çalışmadığı zamanlar nasıl bir varoluş sürdürdüğünü hiç merak etmedi, adına gelince, yalnızca, Senhora Maria, diyor ve kadın eşikte beliriveriyor ve, Senhor Raimundo, bir şey mi istediniz, diye soruyor. (...) Her şey yerli yerinde, dediği ya da bunu yazdığı zaman, belli ki bu sözcükleri kötüye kullanıyor, çünkü onun her şeyi yerine koyma anlayışı, her şeyin yalnızca temiz ve düzgün görünmesi, ya da başka bir deyişle, gözden kaçan ya da temizlenmeyen şeyleri kimsenin fark etmemesi yolundaki altın kuralı uygulamaktan ibaret.
Sayfa 99Kitabı okudu
Zaman ve kaderle ilgili bütün eğretilemeler acıklıdır ve aynı zamanda boşunadır.
Sayfa 87Kitabı okudu
Dakikalar böyledir işte, her ne kadar tenimize süründükten sonra biz geçelim diye genellikle bir adım geriye giderlerse de, her zaman içlerinden bir tanesi bizi yutmaya hazırdır.
Sayfa 87Kitabı okudu
Ne olacaksa olsun bakalım, Raimundo Silva'nın yüzünde sönük bir gülümseme var, mazlumluğa boyun eğmiş bakışlarını erkekçe bir hüzün yumuşatıyor, karakterlerin egemen olduğu romanlarda böyledir, ikinci bir okumada çok şey öğrenirsiniz.
Sayfa 85Kitabı okudu
Uzun ve bitmez tükenmez görünen on üç gün geçti, Raimundo Silva da bu sonu gelmeyen süreyi sanki bedeninde etkisini yavaş yavaş, ama sonunda en ölümcülü kadar kesin etki gösterecek bir zehir varmış gibi yaşadı, her birimizin yaşam boyu hazırlandığı ve yaşamın koruyucu bir koza, elverişli bir rahim ve gelişimin mayasını sağladığı ölüm için tam bir benzetme bu.
Sayfa 83Kitabı okudu
Bir şeyi çok beğenmekle hiç beğenmemek arasında beğenmek ne anlama geliyor, daha azı var ve az beğenmek var, ve 'bütün bunda evet'in, ya da belki hayır'ın ne kadara işaret ettiğini anlamak için de bunu yazmak yeterli değil, yüksek sesle söylemeniz gerekir, işitmek şaşmaz bir biçimde en yüksek titreşimi yakalar, ve yanıldığımızda yahut yanılmış olmaya izin verdiğimizde bunun nedeni yalnızca işittiklerimizi yeterince dinlememiş olmamızdır.
Sayfa 39Kitabı okudu
Ne denli çok okursan, o denli az şey öğrenirsin
'Onerat discentem turba, non instruit',* düzeltmenin annesinin yıllarca önce hiç Latince bilmeden, çok az bildiği anadiline, Ne denli çok okursan, o denli az şey öğrenirsin, diye dobra dobra bir şüphecilikle çevirdiği kusursuz bir özlü sözdür bu.
* Seneca.
Sayfa 28Kitabı okudu
... bu arada 'Az Rastlanırlar', 'Gerçeğe Benzemezler ve Garabetler Sözlüğünü'nü de unutmamak gerek, bu sonuncusu, tuhaf bir rastlantıyla, bu macera öyküsüne tıpatıp uymakta ve bir hata örneği olarak daha sonraki araştırmacıların da yüzyıllarca yinelemeyi sürdürdükleri aritmetiksel bir eksiltmeyi, bilge Aristo'nun bildiğimiz sineğin dört tane ayağı olduğu yolundaki iddiasını içermektedir, oysa çocuklar bile kendi acımasız deneyleri dolayısıyla sineğin altı tane ayağı olduğunu bilirler, çünkü Aristo'nun zamanından bu yana bunları koparıp durmuşlar ve büyük bir hazla bir, iki, üç, dört, beş, altı diye saymışlardır, oysa bu aynı çocuklar büyüyüp de bilge Yunanlı'yı okuduklarında, birbirlerine, Sineğin dört tane ayağı vardır, demişlerdir, işte yetkili bir bilgi uzmanının etkisi böyledir, bize hep öğretilen birtakım derslerden hakikat böylesine zarar görür.
Sayfa 27Kitabı okudu
Sırf biri dakika, öbürü yıl diye, bir dakikaya sığdırdığından daha çok şeyi bir yıla sığdıramazsın, önemli olan bardağın büyüklüğü değil, taşsa ve ziyan olsa bile, her birimizin onun içine ne kadar koymayı başarabildiğimizdir.
Sayfa 341Kitabı okudu
Bu saatte sokak ıssızdı, yer ve koşullar elverişliydi, Raimundo Silva Maria Sara'yı öptü, günümüzde ortalıkta öpüşmekten daha yaygın bir şey yok, ama Raimundo Silva'nın, bırakın arzularını, duygularını belli etmeye alışık olmayan, çok daha sakıngan bir kuşaktan olduğunu unutmayalım. Zaten pervasızlığı da bundan öteye gidemeyecekti.
Sayfa 328Kitabı okudu