“Macellan dünyanın çevresini ilk dolaşan insandır.” ifadesi pek çok tarih kitabında rastlayabileceğimiz türden bir cümle herkes için. Ancak çoğu zaman bu ve buna benzer tarihi olayların iç yüzünü düşünmeyi unuturuz ya da çok gerek duymayız. Zweig bu kitapta okuyucu yerine bunu yaparak bu cümlenin anlamını doldurmakla kalmıyor deyim yerindeyse adeta taşırıyor diyebiliriz.
Macellan’ın yaşadığı çağda coğrafi keşifler yeni yeni başlıyor, yeni topraklar keşfediliyor, insanların dünya hakkındaki görüşleri genişliyordu. Tutkulu bir denizci olan Macellan baharatı Avrupa’ya getirmek adına uzun bir yolculuğa çıkıyor. Kitap da zaten adından da anlaşılacağı gibi bu yolculuğun hazırlığını, yolculuk sırasında yaşananları ve yolculuğun sonlanmasını anlatıyor. O devirde tahta gemilerle okyanus çölünde yüzlerce gün durduraksız nereye gittiğini bilmeden yol almak günümüzle kıyaslandığında sanki başka galaksilere uzay yolculuğu yapmak gibi bir şey olurdu herhalde. Gerçekten büyük bir cesaret örneği. Zweig da bu destansı yolculuğu en ince ayrıntısına kadar anlatıyor ve okuru da adeta bir tayfa rolüne sokarak onu da gemiye alıyor. Yolculuk esnasında karşılaşılan sıkıntılar, zor durumlar insanın dayanma gücünün çok ötesinde şeyler. Keyifli bir macera kitabı istiyorsanız herkes gemiye.
