Ancak, Nobel Ödülü'nü kazanan ilk kadın, iki Nobel Ödülü alan ilk kişi ve çocuğu da Nobel Ödülü almış olan ilk Nobel Ödülü sahibi unvanlarını kendinde toplayan Marie Curie'yi kuşkusuz Einstein'ın şu sözleri çok daha mutlu ederdi: "Marie, bütün ünlü insanlar arasında, sahip olduğu üne karşın hiç değişmemiş olan tek kişidir."
"Gördüğüm ve öğrendiğim her yeni şey beni çok mutlu ediyordu. Sanki yepyeni bir dünyaya, bilim dünyasına, adım atmıştım ve bu dünyayı artık özgürce keşfedebilme olanağına sahiptim.''
"Bireyleri geliştirmeden, daha iyi bir dünya yaratmak umut edilemez.
Bu amaca ulaşabilmek için her birimiz kendimizi geliştirmeye çalışırken aynı zamanda tum insanlık için genel bir sorumlulugu paylaşmalıyız...."
"Kimyayı bir kitaptan, okuyarak öğreniyorum. Bilgilerimin ne kadar sınırlı kaldığını tahmin edebilirsin ama başka ne yapabilirim ki, deneyler ya da uygulamalı çalışmalar yapabileceğim bir yerim yok."
Ancak Marie, diğer ögrencilerin aksine, odasını başkalarıyla paylaşmak yerine tek başına kalmayı yeğledi; insanlarla kaynaşmanın çalışmayı nasıl kolayca engelleyebileceğini görmüştü.
Pierre, İsveçli sanayici Alfred B. Nobel'in (Nobel ödüllerinin de- ödül dağıtılmasını olanaklı kılan serveti edinmesini sağlayan) dinamiti buluşunu ima ederek, patlayıcıların insanlığa faydalı olabildiği gibi savaşlara da yol açabildiğini belirtti. Konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Nobel gibi ben de insanoğlunun yeni buluşlarını, zararlı şeylerden çok yararlı şeyler için kullanacağına inananlardanım."
"Bireyleri geliştirmeden, daha iyi bir dünya yaratmak umut edilemez. Bu amaca ulaşabilmek için her birimiz kendimizi geliştirmeye çalışırken, aynı zamanda tüm insanlık için genel bir sorumluluğu paylaşmalıyız ve başlıca görevimiz en fazla yararlı olabileceğimizi düşündüğümüz insanlara yardım etmek olmalıdır."
Marie, baba evinde geçirdiği yıllar boyunca çok çeşitli alanlarda kendini geliştirme olanağına sahip oldu ve ancak yirmili yaşlarına geldiginde bir bilim adamı olmaya açıkca karar verdi.
"Zamanımı dersler, deneysel çalışmalar ve kütüphanede ders çalışma arasında bölüştürüyordum. Akşamları ise, kimi zaman gece yarılarına kadar odamda çalışıyordum." Ders çalışmak için genellikle, kapanma saati olan ona kadar kütüphanede kalmayı yeğliyordu, çünkü kütüphane kışın sıcak, yazın ise serin oluyordu; bu koşullar kendi odasında yoktu. Bu denli disiplinli şekilde sürdürdüğü yoğun çalışmaları, yaşamının diğer yönlerine getirdiği kısıtlamalar Marie'yi duraksatmadı, aksine, kendini tek başıa çalışmaya adamış olması ona mutluluk veriyordu.
"Marie, baba evinde geçirdiği yıllar boyunca çok çeşitli alanlarda kendini geliştirme olanağına sahip oldu ve ancak yirmili yaşlarına geldiginde bir bilim adamı olmaya açıkça karar verdi."
Tübitak Yayınları - I. İlerdeki Çalışmalar İçin Hazırlık