Her kendini yabancı hissettiğinde, dışlanmış, başarısız ve yapayalnız hissetiğinde Martı Chiang'ın dediklerini hatırla; "Uçmak için inanca ihtiyacın yok, sadece uçmayı anlaman yeterli. Hadi tekrar dene..."
Sınırların olmadığı, sadece kendini bilmen gerektiğini vurguluyor birçok kez.
Martı kitabı dışlanmanın, eleştirilmenin seni değiştirmemesini aksine kendini kabul edip, üzerinde daha da sevip, kabullenmenin gerektiği mesajını defalarca veriyor.
Ait olduğumuz yere dönme isteğinin ama dışlanacağını bile bile dönme istediğini her duygusuyla yansıtıyor.
Kendimizi yarattığımız sınırlardan çıkarıp, öğrenmenin sonsuz denizlerine atmamız gerekli olduğunu ve kendimizi bilmemizi sayfa sayfa bize aktarıyor.
Martı Jonathan Livingston, içinde yaşadığı karakter karmaşasını bir kenara bırakıp, inanarak değil anlayarak ilerlemesini ve başarının zirvesindeki zevkini hayal ederken tebessüm yüzünüzden eksik olmuyor..
Son olarak Martı Chiang'ın veda ederken Martı Jonathan'a son sözleriyle bitirmek istiyorum; "sevgiyi sakın ihmal etme."
Bizler de sevgiyi sakın ihmal etmeyelim, kendimizi bilelim, sınırları bırakıp devam edelim...