Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kutsal İnanç Adamı

Martin Luther

Eino Sormunen

Martin Luther Gönderileri

Martin Luther kitaplarını, Martin Luther sözleri ve alıntılarını, Martin Luther yazarlarını, Martin Luther yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Martin Luther
Luther’in ölümü, tüm Protestan dünyasını sarstı. Katolikler güçleniyorlardı. Protestanlar tarafında Luther’in yerini alacak, kavga eden grupları birleştirebilecek bir kişi yoktu. Savaş korkusu artmıştı, daha sonra kan dökülmeye başlandı. Luther, bunu görmeden kurtuldu.
Sayfa 145Kitabı okudu
Martin Luther
Luther’in en sıkıntılı olduğu dönem 1527 yılı idi. Bu sıkıntılar, çağrıldığı görevle ilgiliydi. Luther, tüm otoriteyi yıkarak kendini Allah’ın sözüne güvenmeye bıraktı. Kendi düşüncelerinin doğru olduğunu ve diğerlerininkinin yanlış olduğunu nereden bilebilirsin? Hollanda’da onun öğretilerini kabul edenlerden kimileri şehit olmuştu. Almanya’da tüm özgürlüğü sarsan karışıklık, anarşi, kan dökme başlamıştı. Anabaptistler onun reformunun yarı yolda kaldığını düşünüyorlardı. Çünkü hâlâ ortada gözle görülen bir yetki, Allah’ın sözü vardı. Onlar, bunu da bırakmak istediler. Yalnızca Allah’ın doğrudan doğruya vicdanlarına konuştuğu, ‘içlerindeki Allah sözüne’ güvenmek istediler. Hemen hemen bir yıl boyunca bu sıkıntı onu sardı. Sonucu da güçsüzlük ve kalp krizleriydi. Sıkıntıları gidinceye dek kardeşlerinden avuntu ve dua istiyor, sık sık günahlarını itiraf ediyordu. “Allah sıkıntıya yöneltir, uygun gördüğü zaman sıkıntıyı kaldırır” derdi.
Sayfa 141Kitabı okudu
Reklam
Martin Luther
Luther ve yandaşlarının durumu 1530 yılında, birden çok tehlikeli oldu. Kayser, Fransa ile anlaşma yapmış, Viyana yakınlarına dek ilerleyen Türkleri geri püskürtmüş, Papa ile barışmıştı. Papa’nın elinden Bologna’da kayser tacını aldı, Millet Meclisi’ni Augsburg’a çağırarak kalabalık bir kurulla Almanya’ya geldi. Papa’ya olan bağlılığını, Almanya’daki Protestan hareketini ne pahasına olursa olsun bastırmakla gösterecekti.
Martin Luther
Almanya’da endüljans satımı Mainz eyaletinin genç başpiskoposu Albrekt’e bırakıldı. Albrekt Papa’dan, denetimi altına üç piskoposluk almış ve bu yüzden yıllarca süren borçlara girmişti. Ama Papa’ya para gerekiyordu! Başpiskopos sattığı endüljanslardan gelen paranın yarısını kendine alabiliyor, böylece de borçlarını ödeyebiliyordu. Bu yüzden
Martin Luther
Aziz Petrus Kilisesi’nin yapımı için ‘genel endüljans’ denilen af belgeleri satılmaya başlandı. Birisi bu endüljansı aldı mı, kilisenin o güne dek ona verdiği cezalardan ve ölümden sonra Araf’taki azaplardan kurtuluyordu. Bir kimse ölmüş olan bir tanıdığı için ‘tam endüljansı’ aldığı zaman, onun hemen Araf’taki azaplardan kurtulup cennete girmesini sağlamış olurdu. Endüljans belgesini alan kişi istediği bir papaza günahlarını söylerdi; çünkü yalnız tövbe ve günah çıkartma insanı sonsuz cezadan kurtarabilirdi. Çoğu kez endüljans belgelerini satan kişinin yanında bir papaz bulunuyordu. İçinde Allah korkusu bulunmayan bu paralı papazlar, endüljans belgelerini alanların günahlarını kolayca siliyorlardı. Böylece önemli olan, endüljans belgesinin alınmasıydı. Bu nedenle söz konusu belgeleri satanlar, konuşmalarında endüljansın tam olarak günahı karşılayan ve günahkârı kurtaran bir şey olduğunu söylüyorlardı.
Martin Luther
Roma’da Rönesansın altın dönemi yaşanıyordu. Papalık tahtında X. Leo oturuyordu. Papa ünlü Medici soyundan, parlak dünya adamı, sanat bilgini ve koruyucusuydu. Dünyanın en güzel yapısı olacağı düşünülen Aziz Petrus Kilisesi yapım halindeydi. Rönesans zamanının ünlü sanat ustaları kilisenin ısmarladığı büyük eserleri yapıyorlardı. Bunlar için çok para gerekiyordu. Papalık sarayının görkemli ve savurgan yaşamı, şölen, içki ve rüşvetleri de çok para istiyordu. Ama Papa’nın daha büyük sorunları da vardı; özellikle de dünya politikası konusunda… Özellikle Fransa ile çekişmeleri oluyordu, ama Almanya da Papa’nın gittikçe büyüyen para isteklerini karşılamaya pek istekli değildi. Papa Türklere karşı tasarladığı haçlı seferini Almanlar olmadan gerçekleştiremezdi. Hem de Almanya’ya yeni bir kayser seçilecekti. Bunun İspanyol V. Carl olmaması için elinden geleni yapmalıydı. Almanların seçimlerini etkilemek için en etkili kişiyle, Saksonya eyaletinin seçmeni olan Akıllı Fredrik ile iyi ilişkiler içinde olmalıydı. Elçilerin gönderilmesi, insanların ikna edilmesi ve korkutulması, her şey çok para gerektiriyordu. Papa’nın kişisel para sorunları da vardı. Avlanmak için yaptırdığı sarayı ve çevresindeki geniş topraklar, Papa’yı durmadan borçlanmaya itiyordu.
Reklam
Martin Luther
Luther tanrıbilim doktoru unvanını aldıktan az sonra, çeşitli görevlerle uğraşan Staupitz, Katolik üniversitelerinde nadir görülen Kutsal Kitap profesörlüğünü Luther’e bıraktı. Luther başka önemli görevler de aldı. Kendi manastırının başrahip yardımcısı ve keşişlerin öğretim sorumlusuydu. Staupitz onu Augustinusçu manastırların müfettiş yardımcısı yaptı. Luther sert ve titiz bir müfettişti; on bir manastırın başkanıydı. Bundan başka Luther hem manastırda, hem de kent kilisesinde vaaz ediyordu.
Martin Luther
Luther’in yazılarında en çok kullandığı Kutsal Kitap ayeti, İsa’nın çarmıhtaki, “Allahım, Allahım, beni neden terk ettin?” haykırışıydı (Matta 27:46). Staupitz, birçok kişinin böyle öğretmesine karşın, İsa’nın örnek yaşamının taklit edilemeyeceğini –bunu zaten yapamayız– ama İsa’nın bize sadece Allah’ın bir armağanı olarak verildiğini öğretti. İsa’nın yaşamı, beşikten mezara dek ‘bizim için’ yaşanmıştı. İsa çarmıhtaki acı sözlerini söylediği zaman, orada bizim yerimize asılıydı. Bedeninde bizim günahlarımızın cezasını ve suçluluğunu, Allah’ın öfkesini ve insanların acılarını, vicdanında da Allah’ın kendisini terk etmiş olmasının korkusunu yaşadı. Bunların hepsi bizim için oldu. Bunun anlamı da şudur: En derin umutsuzluk ve en büyük acı içinde olduğumuz zaman bile tek başımıza bırakılmış değiliz, acı çeken Kurtarıcımız yanımızdadır. Bizler Allah tarafından terk edildiğimizi düşünüp korkarken, Mesih’in o yolu bizden önce yürüdüğünü ve bizim için bu acıyı hafiflettiğini unutmayalım! Kendisi her şeyde sınandığı ve elem çektiği için, sınananlara yardım edebilen bir Kurtarıcımız vardır. Kurtarıcımızın bizim için yaptıklarını Luther’den sonra kimse bu denli derin anlamda anlamamıştır. Ne var ki, kendisi karanlık gecenin bitmekte ve parlak bir günün doğmakta olduğunu daha anlayamıyordu.
Martin Luther
Luther’in deneyler sonucu öğrendiği acı bir gerçek, hem mükemmellik, yani şeriat yolunun, hem de mistisizmin çizdiği alçakgönüllülük ve kendini inkâr etme yolunun onu Allah’ın lütfundan emin olma durumuna götürmediğiydi.
Martin Luther
İnsan özgürce ve karşılık istemeden Allah’ı sevemez, çünkü ancak kendisini sevebilir. Bundan başka sevgi yapmacık, doğal olmayan sevgidir. İnsan gururlu olduğu için kendini alçakgönüllü yapamaz. Allah’ın isteğine de boyun eğemez. Böylece insan çıkmaza girer. Bu yüzden Luther de gittikçe daha derin sıkıntı ve umutsuzluk içine gömülüyordu.
190 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.