Ne olduysa oldu...belki de bütün hayatı birbiriyle örtüşmez görüngelerden görmeye, duymaya, yaşamaya koyulduğumu; canlıyla cansızı, gerçekle kurmacayı birbirinden ayırt edemez duruma geldiğimi; yasayan kişilerle düşsel kişileri, tanımış olduklarımla tanımadıklarımı, dahası, öznelerle nesneleri bir potada erittiğimi kavrayamadım. Bu us yarılmasından herhalde şiirsel bir haz duyuyordum.