Hem şükür içinde sâfi bir îmân var, hâlis bir tevhid bulunur. Çünkü bir elmayı yiyen ve "Elhamdülillah" diyen adam, o şükür ile ilân eder ki; "O elma doğrudan doğruya dest-i Kudretin yadigarı ve doğrudan doğruya hazine-i Rahmetin hediyesidir" demesi ile ve itikat etmesi ile herşeyi -cüz'î olsun, küllî olsun- Onun dest-i kudretine teslim ediyor. Ve her şeyde Rahmetin cilvesini bilir. Hakikî bir imanı ve hâlis bir tevhidi, şükür ile beyan ediyor.