Göğü ağaç yapraklarından oluşan çayın sessizce, hayalleri besleyen akışını seyre dalmıştın. Bakışın suların akışını takip ederek dalıp gitmişti. Ben de seni seyrediyordum. Şu anda seni eski Yunan güzellerine benzettim. Seni onlar kadar ruh besleyici buluyordum.
Ağladın; şimdi topraklara koyduğun başını göğsüme dayadın; hüngür hüngür ağladın.
Ben de ağlıyordum. Senin ağlayışına ağlıyordum. Senin göz yaşların kesildi, lakin benimkiler devam ediyor.
O zamandan beri sarı gülleri görmesini arzu ermem.
Çünkü en kıymetlisini mezara gömdüm.