Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mesel Denizi

Mehmet Akar

En Eski Mesel Denizi Sözleri ve Alıntıları

En Eski Mesel Denizi sözleri ve alıntılarını, en eski Mesel Denizi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İyi olduğun halde insanların seni kötü bilmesi, gerçekte kötü olup iyi bilinmekten daha iyidir.
Mümin, kendisine bakınca Allah'ı, konuşunca ahireti, hareket edince de hesap gününü hatırlatandır.
Reklam
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)
Cebrail, Efendimize ilk geldiğinde, Efendimiz onu gökleri tutan engin kanatları ile görmüş, bayılmış ve ardından tekrar ayılmıştır. Eğer Cebrail, Efendimizi rahmet kanatları açılmış olarak görse idi bayılır ve bir daha kıyamete kadar ayılamazdı.
Sayfa 31 - Işık YayınlarıKitabı okudu
“O’nu bulan neyi kaybeder ve O’nu kaybeden neyi kazanır?” O dilerse zindanı saray,sarayı zindan edebilir. İnsan bütün ruhu ile “Fâniyim, fâni olanı istemem. Acizim, aciz olanı istemem.Ruhumu Rahmana teslim eyledim, gayr istemem.İsterim fakat bir Yâr-ı Bâkî isterim.Zerreyim,fakat bir Şems-i Sermed isterim.Hiç ender hiçim, bütün mevcudatı umumen isterim.” demelidir.
BİR KERE İNANMAK Necip Fazıl, Abidin Dino’ya sormuş: “Niçin inanmıyorsun?” Abidin Dino, kendisine kaybettiren, fakat başkalarına çok şey bulduran şu müthiş cevabı vermiş: – Korkuyorum, bir kere inanırsam bir daha başımı kaldıramam secdeden... * * * Yani, siz öyle bir Allah’a inanıyor, öyle azametli, öyle merhametli bir Zat’tan bahsediyorsunuz ki eğer öyle bir Allah varsa, değil O’na itaat etmemek veya günah işlemek, O varken başımı secdeden kaldırmaya bile haya eder, o cesare-ti bile kendimde bulamam.
“Allah katındaki yerini merak eden, Allah’a kendi kalbinde ne kadar yer verdiğine bakmalıdır.” Ve ilelebet önemli olan da insanın Allah nezdindeki yeridir.
Reklam
Günah kula yakışmasa da af Allah’ın şanındandır. Gafil ve cahil insan isyanlara düştükçe, kendine yakışanı yaptık-ça, Rahmeti Sonsuz da Zat’ına yakışanı yapacak, merha-metle muamele edecek ve bağışlayacaktır. Yeter ki kullar, af kapısının tokmağına dokunmak hünerini gösterebilsinler. “Verirler ben acizim, kudret senin dedikçe / Verenin şanı bü-yük, sen iste istedikçe!”
Her görünenin ötesinde bir görünmeyen, her maddenin arkasında bir mana, her mülkün arkasında bir melekût vardır. Beşer zulmetse, hâdiseler farklı görünse de kader adalet eder. Meselâ bir hâkim, birisine hırsızlık yaptı diye ceza verse, fakat adam o suçu işlememiş olsa, hâkim zulmetmiş, kader adalet etmiş olur. Zira kader zahirî sebebe, görünene değil, görünmeyene de bakar. Adamın kimsenin bilmediği bir katli vardır. Aldığı ceza o katildendir. Tabi ki her zaman ve her durumda böyledir denilmez, başka hikmetleri de olabilir. Meselâ adam masumdur fakat başına gelen hadise ile başka bir mükâfata zemin hazırlanmaktadır.
HALİT BİN VELİD İslâm’ın büyük kumandanı Halid bin Velid’in, savaşın kı-zıştığı hengâmede başındaki sarığına bir mızrak ucu değmiş ve sarığı miğferi ile beraber düşman saflarının arasına doğru yuvarlanmıştı.Her şeyi bırakıp sarığın peşinden koşmaya başladı. “Ey kumandan, kendini tehlikeye atıyorsun!” dediler. “Ne ehemmiyeti var?” dedi, “Yıllardan beri sarığımın içerisin-de Resûl-i Ekrem’e (sas) ait üç tane kıl taşıyordum,düşmanın eline geçer diye korktum.” * * * O büyük kumandan, Hazreti Muhammed gibi bir Peygambere sevginin ve saygının gereğini ders veriyor, O’nu delicesine seviyor, canından aziz bildiğini bu hâdise ile bir kere daha gösteriyordu. Belki de zaferlerinin arkasında O’na ait bir parçayı taşıyor olmanın lütfunu görmekteydi. O sevgi ve alâka olmasa idi, O’na (sas) ait âsâr bugüne kadar muhafaza edilemezdi.
ÖNÜMÜZDE EFENDİMİZ Yavuz, Mısır’ı almak için Sina çölünü geçmek zorundadır. O dönemde Mısır tahtında Tomanbay vardır. Yavuz’un Tih çölünden topları ile geçemeyeceğini ve karşısında perişan olacağını ummaktadır. Çöl, akrep, yılan ve sivrisineklerle doludur. Gündüz 40 dereceyi bulan sıcaklık, gece sıfırın altına düşmektedir. Ulu Hakan, ordusunu peşine takmış, kızgın kumların üzerinde müthiş bir edep ve tevazu ile yürümektedir. Bakışları bir noktaya mıhlanmıştır. Âdeta çölde sonsuzluğa açılan bir izi takip etmektedir.Herkes askere manevî kuvvet olsun diye böyle davrandığını sanmaktadır ama, asker saatlerdir yürü-mekten yorgun düşmüştür.Vezirler: – Hünkârım atınıza binseniz, deyince, – Görmüyor musunuz? Resûlullah Efendimiz (sas) önümüzde yürürken ben nasıl ata binerim! der. Yüreğinde müthiş bir vecd ve coşku, gözlerinde rahmet bulut-ları gibi yaş vardır. Hadise duyulduğunda askerin gözyaşlarıyla gökten şakır şakır yağan rahmet birbirine karışır ve o korkunç Tih çölü on üç günde geçilir. Bu olayın sırrı hâlâ çözülememiş ve böyle bir rekor bir daha kırılamamıştır.
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.