O manevî güllerin, o rûhanî çiçeklerin bulunduğu gül bahçesinin kapısını biz nedense hep kendimize kapamışız. Oraya girmiyoruz da tutuyoruz.
Şu fânî âlemin vefasız, ömürsüz gülleriyle oyalanıyor, onlara kapılıyor, gönül veriyoruz ve öylece duruyoruz...