Kadınlar, sözcügün sağın anlamıyla konuşursak, yalnızca kendi kendilerini erkeğin onları sevdiği yeğinlikte severler. Gereksinimleri sevmede değil, ama sevilmede yatar, ve bu koşulu yerine getiren erkeği kendilerine uygun bulurlar..
Ve sonunda libidonun narssizim olarak betimlemeyi hak eden yerleşmesinin cok daha geniş bir alanda bulunabilecegi ve insanın düzenli eşeysel gelisiminde bir yer isteminde bulunabilecegi olası görüldü.
Narsissizm bu anlamda bir sapıklık değil, tersine öz-sakınım içgüdülerinin bencilliğe doğru libidinal bir tümleci olacaktır ki, bunun bir parcasi her dirimli varlığa haklı olarak yüklenebilir.
Eger felsefeciler bilinçsiz bir düşüncenin varoluşuna inanmayı güç buluyorsa, bana öyle görünüyor ki bilinçsiz bir bilincin varoluşu eleştiriye daha da açıktır.
Dünyasal hazlardan gönüllü ya da zorlamalı vazgeçiş için öte dünyadaki ödüller ögreticisi bu ruhsal devrimin mitsel bir izdüşümünden başka birşey degildir.
Sevme yalnızca bir değil üç karşıta yeteneklidir. Sevme- nefret etme karşıtlığının dışında bir başkası, sevme- sevilme karşıtlığı vardır ve bunlara ek olarak, sevme ve nefret etme birlikte alındıklarında ilgisizlik durumuna karşıttırlar.