Huseyin Rahmi Gurpinar'in 'Metres' adlı romani. Fotograftan da anlayacağınız üzere doneminin en sade dillerinden birine sahip olan yazar öyküsünü eğlenceli hatta komik bir dille gözler önüne seriyor.. Fransız metres #Parnas 3 tane #Osmanlı erkeginin gönlünü çelip paralarini yiyip servetlerini sıfıra indirdikten sonra #İstanbul 'u terkeder tabi arkasında tuhaf olaylar birakarak.. Tavsiye ediyoruz.. Keyifli okumalar
Bir çocuğun tahsile heves göstermemesi, dersine dikkat etmemesi başlıca iki sebepten doğar ki bunlardan ilki haylazlık, ikincisi ahmaklıktır. Bir çocukta tahsil kabiliyeti olup da haylazlık ve tembellikten çalışmıyorsa ona tahsil lezzetini tattırmak için çeşitli yöntemlere müracaat olunur. Çoğunlukla bu çalışma da heba olmaz. Fakat bu dikkatsizliğe sebep, ahmaklık yani zihnin tahsile kabiliyeti yoksa o halde çocuğun yaradılıştan gelen bu eksiğini düzeltmek meselesi güçleşir. Bu konuda John Locke der ki: "Böyle dikkat kabiliyetinden yoksunluk bir çocukta görülebilecek noksanlığın en fenasıdır. Çünkü bu noksanlık doğuştan geldiği ve bünyeye ait olduğu için düzeltilmesi zordur."
Olağanüstü bir güzelliği ile meşhur olan bir kadının taze güzelliği hazana erince aşkla alakalı o eski zaferleri gönlünde bazen bir gurur bakiyesi olarak kalıyor. Son bulmayacak zannettiği o güzelliğine zamanın açtığı, ilk gedikleri hemen tamir etmeye ve bu zor işlerdeki başarılarını kendi kendine elde etmeye uğraşıyor. Bir kere insan o mevsime girdi mi çok geçmiyor, karlar yağıyor, artık ömür kışının amansız rüzgarlarıyla hırpalanan o çehreyi tamir etmek güçleşiyor.
Uyuklarım... uyuklarım... uyuklarım... Arada bir gözümü açar bakarım ki hâlâ okuyor. Sıkıntıdan avaz avaz haykıracağım gelir; ne vardır madam o ceridelerde?