Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Metrobüs Domates ve Ev Kirası

Raşit Ulaş

Metrobüs Domates ve Ev Kirası Gönderileri

Metrobüs Domates ve Ev Kirası kitaplarını, Metrobüs Domates ve Ev Kirası sözleri ve alıntılarını, Metrobüs Domates ve Ev Kirası yazarlarını, Metrobüs Domates ve Ev Kirası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sol ve sol eksenli sanatçıların birçoğu bugünlere halk için mücadele ettiklerini söyleyerek geldiler, hâlâ da aynısını söylüyorlar fakat halkın mukaddes değerlerine duydukları kin ve bu değerlerle çatışmaları hiç bitmedi. Bunu da iktidar partisini bahane ederek yapıyorlar fakat şunu onların da İslamcıların da bilmesi gerekir ki hiçbir parti ve hiçbir parti lideri İslam dinini temsil etmiyor, edemez ve etmeyecek de. Bu toprağın Fadime'si sabah kalktığında su doldurmadan evvel namazını kılarken onlar Türkiye'ye ait olmayan ve kalpleri zihinleri ile asla bu toprağın evlatları olmadılar ve olamayacaklar.
Sayfa 128
Dünyada Sünni olarak kalabilmiş İslam'ı hakkıyla idrak edebilmiş, hayatına tatbik etmiş ve bu haliyle hâlâ dimdik ayakta duran bir Türkiye var. Eğer mevzumuz İslam ise, o vakit dönüp tarihe bakalım. Olaylar bu kadar girift de değil, eğer bu topraklarda yaşamak istiyorsak ittifak edeceğimiz ve müşterek olarak kutsal kabul edeceğimiz değerler var. Türkiye'nin sınırları, Türkçe, Türk Bayrağı ve İstiklal Marşı. 82. plakanın derdinde değilim ama 81 plakadan bir tanesini vermem.
Sayfa 89
Reklam
Bugün ağzınızı “Türk" ile başlayan bir cümle ile açtığınızda size gelecek tepki belli: Irkçı. Ama başka herhangi bir milletten yahut etnik kökenden bahsettiğinizde böyle bir durumla karşılaşma ihtimaliniz söz konusu olamaz. Derdimiz İslam ise ve Allah Rasûlü üstünlüğün takva ile olduğunu söylüyorsa İslam'a kimin daha çok hizmet ettiğini yarıştıralım bence. Bu sonucu net olarak ortaya çıkarmamıza sebep olabilir. Literatüre "İla-yı Kelimetullah" yani "Allah'ın adını yaymak" kavramını sokan Türklerden başkası değildi. Muhammed ismini saygısından Mehmed yapan başkası değildi. Kur'ân-ı Kerim'i ayağını havaya dikerek okuyan Arapları görmüşsünüzdür ama bir Türk'te asla bunu göremezsiniz. Binlerce örnek verilebilir bununla ilgili. Evet, bu örneklerin hepsi retorik gibi de gelebilir ama artık bunları söylemeden ve kabul ettirmeden bir yere varmamızın imkânı yok.
Sayfa 87
Türküm ama ırkçı değilim" diye cümle kurmaya mecbur bırakılıyor olmak yeterince büyük bir lanet bize.
Sayfa 85
Ucuz sloganlar, bayağı söylemler ve çirkin üsluplu insanların arasındayız. Korkakların arasındayız. Tarih hiçbir devirde bu kadar korkağı bir arada barındırmamıştı. Söz söylemek ne zaman en kolaysa o zaman ortaya çıkıyorlar.
Bugün Kutlu Doğum etkinlikleri, politikacıların yalancı ağızlarına Allah Rasûlü'nün mübarek ve temiz ismini alarak birkaç bin oy daha devşirmeye çalıştığı, O'nun mübarek zâtı ile uzaktan yakından alâkası olmayan israfın ve birçok saçmalığın yapıldığı modern birer organizasyon hâline geldi ve tam da Türköne'nin istediği "modern hayatın içine giren etkinlikler" hâline dönüştü. Bu organizasyonlar Twitter'da #İyikiDoğdunYaRasulallah etiketlerinin açılmasına, gençlerin, sevgililerinin, arkadaşlarının yahut herhangi birinin doğum gününü kutlar gibi: "İyi ki Doğdun Efendim" gibi lakayt ifadeleri kullanmasına yol açtı.
Reklam
Mekke'nin Fethi kutlamalarını belli bir yere kadar kabul edebiliriz fakat asıl tehlike bugün karşımızda Kutlu Doğum Haftası olarak görünmekte. "Allah Rasûlü'nün doğumunu kutluyor olmanın neresi sakıncalı?" denebilir. Soru tam da cevabın içinde. Mevlid Kandili diye bir şey varken Kutlu Doğum denilen gösterilerin gereği ne ve
Hep şunu düşünmüşümdür; Allah, Enver Paşa ile Muhsin Yazıcıoğlu'nu galip olup da kirlenmesin diye mağlup etti. Bu ne güzel mağlubiyet dedim hep. At üstünde Moskofa kurşun sıkarken mitralyözlerle vurularak şehit düşmek ve gençliğinin beş buçuk senesini hücrede tek başına geçirdikten yıllar sonra parti kurup mücadelesini siyaset sahnesinde devam ettirirken helikopterle düşürülerek öldürülmek... Türkmen Kocası Yunus sordu: Kim gelir? Onlar gittiler ve zehirle pişmiş aşı bile isteye, seve seve yediler. Mağlup oldular. Ne güzel mağlubiyet hey!
Sayfa 61
Özal'ın "Benim memurum işini bilir” sözüyle rüşvetin kapısı resmî ağızdan açıldı ve devlet dairleri bir kazanç kapısına döndü. E ne yapsındı memur rüşvet almasın da. Öyle değil mi? İşte böyle böyle bereketi gitti her şeyin. Dosyanın arasına sıkıştırılan banknotlar, hediye gelen saatler, kalemler, kravatlar derken karman çorman oldu her şey ve hayat elbette ki namuslu insanlar için daha zorlaştı. Aldığı rüşvetle maaşı kadar artı kazanç elde eden Özal'ın “işini bilen" memuru için bundan daha güzel bir yer yoktu. Risksiz, bol kazançlı ve rahat. Daha ne olsun.
167 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.