Bedenin unsurlarına ayrışarak, bir başka biçim altında doğayı canlandırması gerektiğinde, buna ölüm denir; bu başkalaşım anı geldiğinde, sonsuz uzun yaşamakla, bir gün yaşamak arasında hiçbir fark kalmaz.
Yaptığı işi baştan savma yapmanın kolaylığı, iyi yapmaya karşı gösterilen tembellik, güzelliğe doymak ve tuhaflıktan haz almak çöküşü getirdi. Kendini gösterme merakı, barbarlık dönemlerini geri getiren sanatçıları kolladı; yine bu kendini gösterme merakı, gerçek yeteneklere eziyet ederek onları yurtlarından ayrılmaya zorladı; eşek arıları balarılarını kaçırdı. Artık ne gerçek sanat kalmıştı ortada ne gerçek deha; yetenek, geçmiş yüzyılın yetenekleri üzerinde yerli yersiz yargılarda bulunmaktan ibaretti. Bir meyhanenin duvarlarına resim çiziktiren kötü bir ressam, büyük ressamların tablolarını bilgiç bilgiç eleştiriyor, birkaç satır yazı karalayanlar büyük yazarların yapıtlarını yerin dibine batırıyorlardı. Cehaletin ve zevksizliğin kiralık kalemleri de vardı; farklı adlar taşıyan yüzlerce kitapta hep aynı şeyleri yazıyorlardı. Her taraf ya sözlük ya da broşür doluydu.
Voltaire'in bize miras olarak bıraktığı çok sayıdaki yapıtının sonuçlarından
biri Fransız Devrimi oldu; gerçekte, yaşasaydı,bu hiç hoşuna gitmezdi, çünkü onun ütopyası, Babil Prensesi' nde belirttiği gibi, İngiltere' deki anayasal monarşiydi.