Şiirlerin her biri yaşadığımız modern çağa karşı isyan kokarken, Yağız Gönüler, en çok şehir hayatına; lüks binalara, plazalara ve insanlığımıza dair gem vurup, unuttuklarımızı hatırlatıyor, dünya kuyusunda nasıl bocaladığımızı anlatıyor...
Anlatıyor, fakat şunu söylemeliyim ki bir satırı okurken dahi uzun uzun düşündüğüm oldu... Elim ise diğer sayfaya bir türlü geçemedi... İçimden nasıl duygular yaşıyoruz ki gönlümüzden böyle kelamlar, isyanlar kağıda dökülüyor dedim... Sonra, dünya bitip tükenmeden bizler her gün nasıl azar azar tükeniyoruz dedim... Okuduğum şiirler ise buna bir kez daha şahit oldu...
Ve evet, bu kitap dünyayı bir türlü sevemeyen, kabul edemeyenlerin şiir kitabı... Mutluluğu her daim ebediyette arayanların...
Son olarak kelâmı, Kul Nesîmî'nin şu güzel dizeleriyle bitirelim...
"Bir acayip derde düştüm herkes gider kârına bugün buldum bugün yerim, Hak kerimdir yarına zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına rızkımı veren Hüdâ'dır kula minnet eylemem..."