Mostar Dergisi - Sayı 207 (Mayıs 2022)
Mostar DergisiMostar Dergisi - Sayı 207 (Mayıs 2022) Gönderileri
Mostar Dergisi - Sayı 207 (Mayıs 2022) kitaplarını, Mostar Dergisi - Sayı 207 (Mayıs 2022) sözleri ve alıntılarını, Mostar Dergisi - Sayı 207 (Mayıs 2022) yazarlarını, Mostar Dergisi - Sayı 207 (Mayıs 2022) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.İzini sürmeye, benzemeye çalıştığımız örnek, bir peygamberdir elbette ama aynı zamanda içinde yaşadığı cahiliye toplumundan üzerine zerre kadar leke bulaştırmadan fıtratını muhafaza edebilen “emin” bir gençtir. Hak hukuk tanımayan bir piyasanın vahşi kurallarına rağmen dürüstlükten taviz vermeyen bir tüccardır. Nazik ve vefalı bir eş, şefkatli bir baba, sırtına çıkan torunlarının keyfini kaçırmamak için secdeyi uzatan sevgi dolu bir dededir. Cebrail aleyhisselamın karşısında öğrenci, ashabının karşısında öğretmendir. Cesur bir komutan, âdil bir devlet reisidir. En önemlisi de O, “Allah’ın en sevgili kulu”dur. Öyleyse, kim olursak olalım, ahirette felah bulmak isteyenlerden isek eğer, onda hepimiz için mutlaka en güzel ve en doğru örneklikler vardır.
Hürriyet
Hürriyet tasavvufi bir kavram ve gayedir. Ne yazık ki günümüzde tekke ehli köle, esir, cahil muamelesi görebiliyor. Nefsin her türlü çirkin davetine icabet eden, şeytanın oyuncağı haline gelmiş kimseler ise özgür ve hür zannediliyor.
Çünkü uyuyan bir sürüden kimseye, özellikle de güç sahibi efendilere asla zarar gelmez.
Gerçek Hürriyet
İmam kuşeyri hazretlerine göre kendi ihtiyacı varken başkalarını nefsine tercih etmek hürriyetin bir alametidir nitekim bunu ancak nefsinin bağından kurtulmuş hür kişiler yapabilir sadece kendini düşünen kendi ve sevdikleri için yaşayan her adımında maddiyat kaygısı güden kişilerse dünyanın köleleştirdiği kimselerdir.
Sayfa 41 - Mostar dergisiKitabı okudu
“Ormanın efendisiydik.
Kökümüzden kestiler.
Demire vurdular.
Sonra da türbelerine uşak diktiler.
Medenilikten payımıza bu düştü.”
“Dostlara iğne deliği meydan, Düşmanlara uzay boşluğu daracık!”
Salih Mirzabeyoğlu “Okuduğunu tahlil etmeyen, daha önce okuduklarıyla karşılaştırmayan, her ân kendi kafasını kullanmayan, zekâsını mahveder. Okumak, sayfanın bütününü, cümleleri, kelimeleri anlamaktır. Dikkat gevşeyince gölge düşünceler kalır kafada. Çabuk okuyan, dikkatini teksif edemez.” der.
Zira zevk almak, hoş vakit geçirmek için de kitap okunur ama bu, okumanın ruhuna ters bir hareket! Okumak bunların üstünde bir kıvam alıştır.
“Şeb-i yeldâyı muvakkitle müneccim ne bilür / Mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç saat”.
En uzun geceyi gökyüzüyle, yıldızlarla uğraşanlar bilmez. Sen gecelerin kaç saat olduğunu aşk derdine müptela aşıktan sor.
Görmek ve işitmek konusunda mümin ile münafık farksızdır. Yani göz ve kulak kapısı herkes için her şeye açıktır. Fark, işlemek ve söylemekte ortaya çıkar.