Türkiye tarihini bir kadının yaşamı üstünden anlatarak yol yürümüş. Bu yolda sevdalar,ayrılıklar,acılar ve neşeler görerek (tıpkı Türkiye gibi) yaşamış bir kadının hayat hikayesi beni çok etkiledi. o eşsiz betimlemeler tam Nazar B. yakışır cinstendi.kalemine yüreğine sağlık..
Öncelikle kitabın özeti olduğunu düşündüğüm bir cümleyle başlamak istiyorum, " Hayatı seyretmeye alışkındı Mücella..", evet bu sözün de anlatmak istediği üzere Mücella hayatı izliyordu, yaşamıyordu. Evin bir köşesinde oturup dünya da olup bitenleri görüp, duyan ve sadece izleyen bir insanın gençlikten ölümüne kadar olan bir hikaye. Hep mutlu sonla biteceğini düşündüğüm ama mutlu sonla bitmeyen bir kitap beni çok etkilemişti. Aslında çoğu insanın hayatını anlatıyor, annesiyle bir başına kalmış ve annesinin baskısıyla yaşayan yani söz yerindeyse "elalem ne der" mottosuyla baskılanmış bir hayatı yaşıyordu o genç kız. Annesinin sözünden çıkmadı o nasıl istediyse öyle yaşadı. Herkesin yardımına koşup kendine geç kalan Mücella..
Geçmiş ve gelecek arasında gidip gelen muazzam bir kitap tavsiye ederim..
Kitapta herhangi bir olay örgüsü yok. Bununla beraber yazarın boğucu betimlemeleri kitapta çokça yer almış. Toplumsal eleştiri kısmına da fazla girmemiş.
Sıkıcı.
Zayıf.
Yazarın son kitabı, 2015 tarihinde çıkmış.
Kendisine bir şey olduğunun farkındaydı ama ne olduğunu tam olarak çıkaramamıstı bile. Önünde ölüm üzerine düşünebileceği uzun yıllar, yangından geriye ne hasar kaldığını ancak dumanlar dağılınca anlayacaktı. Yara sıcakken duymamıştı acıyı. Gerçek acı zamanla başlayacaktı.
Durup dururken içine katlanılmaz bir sıkıntı çökmemişti Mücella' nın, sol gözü segırmemıs, gözleri dalıp gitmemişti. Hiçbir şey sezmedi, hiçbir şey hissetmedi. Ölüm işte. Hiç haber vermeden, en beklenmedik zamanda, çat kapı geliverdi.