Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Muhabbeti Hz. Muhammed'e (s.a.v.) Adamak

Halime Demireşik

Muhabbeti Hz. Muhammed'e (s.a.v.) Adamak Sözleri ve Alıntıları

Muhabbeti Hz. Muhammed'e (s.a.v.) Adamak sözleri ve alıntılarını, Muhabbeti Hz. Muhammed'e (s.a.v.) Adamak kitap alıntılarını, Muhabbeti Hz. Muhammed'e (s.a.v.) Adamak en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Heyecan ve muhabbetle dolu dolu seven bir kalp, zamanla sevdiğini taklid etmeye, her şeyi onun gibi yapmakla mutlu olmaya başlar. Bu, başlarda her ne kadar sûretâ olsa da, gün geçtikçe, muhabbet ziyadeleştikçe hakikate döner. Artık yapmacıklık bitmiştir. Aynîleşme tamamlanmıştır. Enes bin Mâlik -radıyallâhu anh- der ki: “Ben önceleri kabak yemeği sevmezdim. Peygamber Efendimizin yemeklerde kabağı aradığını görünce, ben de onu aramaya, severek yemeğe koyuldum.”
Şairin "o esrarlı yangına bu can nasıl dayandı" dediği....
Sevgiyi, iki gönül arasındaki bir cereyan hattına da benzetebiliriz. Bu, iki şahsın gönülleri hâricindekine mahrem bir sırdır. Gönül dünyalarında yaşadıklarını, hissettiklerini, birbirlerine sessiz ve sözsüz konuştuklarını, yalnız ikisi bilir, yani seven ve sevilen… Bunun dışında kalanlar için, sevgiden bahsetmek beyhûdedir. O ancak yaşayanın bildiği bir hâldir. Kısacası tatmayan bilmez. İşin bir başka yönü de sevgi ve muhabbetin lâyıkıyla dile getirilmemesidir. Zira bilen söylemez, söyleyen bilmez.
Reklam
Emr-i bi’l-mârûf, merhamet muktezâsıdır. Bilgi, fedâkârlık ve şahsiyet ister.
Sevginin bir husûsiyeti de, sevdiğini paylaşamamaktır. Seven, sevdiğinin sadece kendisine mahsus olmasını ister. Onu başka bir rakibi veya sevdiği ile paylaşmaya katlanamaz.
Allah Resulü (sav)in Mısırlı cariyesinden İbrahim adında bir oğlu dünyaya gelmişti. Hazreti İbrahim, Tebuk dönüşü hastalandı ve bir müddet sonra da vefat etti. Allah Resulü buna cok üzüldüler. Mübarek gözlerinden sessiz sessiz merhamet damlaları döküldü. Şöyle buyurdular: "Göz ağlar, kalp mahzundur. Bununla beraber Rabbimizi hoşnut etmeyecek bir şey söylemeyiz..." buyurdular.
İthafların en güzeli....
İnsanoğlunun (Bütün kemal vasıflarını şahsında toplayan) “Ekmel"ine, (Her türlü cemâl ve hayranlık uyandıran güzelliğin sahibi) “Ecmel”ine, (Beden ve rûhuyla mutlak güzelliğin zirvesini teşkil eden) “Ahsen”ine… Kâinâtın Merhamet Merkezine, En Sevgili’ye, Sırr-ı Muhammed’e, Habîb-i Mustafa’ya,
Reklam
Seven kimse için en ulaşılmaz zaman, vuslat ânıdır. Hasret demlerinde biriktirdiği muhabbet, vuslatla birlikte enginlere doğru kanat açar. Sevgilisiyle karşı karşıya kaldığı o ânda, nutku tutulur, bülbül gibi şakıyan dili konuşmaz olur. Onun huzurundayken eliayağı birbirine dolaşır, hayret, hayranlık ve heyecanından doğru dürüst sevdiğine bile bakamaz. Bütün bu hâller, kat kat fazlasıyla Peygamber Efendimizin huzurunda bulunan ashâb-ı kiram tarafından yaşanmıştı. Onlar, Allah Rasûlü’nün sohbetindeyken O’nun yüzüne bakmaya hicâb ederler, sanki başlarında pır diye uçuverecek bir kuş varmış gibi sessiz, sâkin ve edeb içinde O’nu dinlerlermiş.
Cenâb-ı Hakk’ın yaratıp insanoğlunun yüreklerine yerleştirdiği en büyük ilâhî sermayelerden birisi olan muhabbet, lâyıkına ve gerektiği nispette duyulduğunda insanı yüceltir. Aksine lâyık olmayana ve aşırı derecede gösterilen muhabbet de insanı alçaltır, süflîleştirir. Meselâ sâlih zâtlara karşı duyulan muhabbet, insanın mânevî derecesini yükseltip ona güzel ahlâk ve alışkanlıklar kazandırırken, şerli kimselere duyulan sevgi de insanı her adımda biraz daha fazla dünyevî ve uhrevî ateşlere yaklaştırır. O hâlde mümin, bu muhabbet sermâyesini nerede ve nasıl kullanacağını iyi idrak etmeli ve küllî irâdenin bu lütfunu, hoyratça ziyan etmemelidir. Yoksa farkına varmadan çok büyük hüsrâna uğrar
"Allah'ı ve Peygamberini her şeyden çok sevmedikçe tam mümin olunmaz." (Buhari,iman,9)
bütün sevgiler, Allah ve Rasûlü’nün muhabbetine götürdüğü, o muhabbetleri ziyadeleştirdiği müddetçe makbuldür, değerlidir.
Sayfa 29
71 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.