"Bir davetçi, rızkını kazanmak için bizzat gayret etmeli ve alnının teriyle kazandığı ile yaşamalıdır. Alın teri dökmek bir şereftir ve helal dairesinde kalındığı sürece işin cinsinin ne olup olmadığı pek de önemli değildir. İnsanların nazarında hor-hakir görülen bir iş Allah'ın katında pek değerli olabilir."
Eza ve Cefa karşısında sabretmek...Davetin yükünü omuzlayıp bu yolda çekilecek çilelere göğüs germek...Yol üzere dönüp geriye bakmak ve seyri doğrultmak... Hem yolun uzun hem de gayenin uzun vadeli olduğunu bilmek...Davetin geleceğine nesiller ötesinde düşünen bir gözle bakmak...Bir anlık öfke nöbetlerine kapılarak hareket etmemek...Kim bilir belkide bir davetinin biricik vazifesi bayrağı gelecek nesle teslim etmektir. Kim bilir belki de zafer ona değil bayrağı teslim ettiği nesle nasip olacaktır Kim bilir, kim mukaddimedir, kim hatime?. . . Ona uyabilmemiz ve Onun izinde gidebilmemiz ancak onun siretini okumak ve hakkıyla anlamak ile mümkün olabilir. #siyerinebi genel hatları ile 2 ciltte kaleme alındığı, çok güzel bir eser.
Ebû Bekr şöyle dedi: "Imdi! Her kim
Muhammed'e tapıyor idiyse bilsin ki Muhammed öldü. Her kim de Allah'a tapıyor idiyse bilsin ki Allah Hayy'dır/diridir ve asla ölmez..."