Kentin kapısında bağdaş kuran yaşlı derviş, gelip geçene gelecekten haber verir gibi seslenip duruyordu:
" Ey yolcu, BİL,
her şeyin bir zamanı var şu kubbenin altında.
Ağlama zamanı, gülme zamanı,
boğuşma zamanı, barışma zamanı.
Ey yolcu, SABRET!"
Kıble yönünde başlar eğik, ayırım yapmaksızın sıra sıra dizilip secdeye varan cemaatten yükselen "Allahu Ekber" beni bulunduğum mekandan, geçmişten, gelecekten çekip bambaşka bir âleme götürüyordu.