En Eski Mühtedi kitaplarını, en eski Mühtedi sözleri ve alıntılarını, en eski Mühtedi yazarlarını, en eski Mühtedi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yazar, Osmanlı donanmasında üçüncü adam sayılan Uluç Ali Reis'in (Kılıç Ali) evlatlığı Aliko'nun kaleminden, Kanuni Sultan Süleyman döneminden başlayarak Osmanlı donanmasını gözler önüne seriyor. Kitap başlar da Donanma tabirlerine aşina olmayan okuyucuyu yoruyor. Yazar her ne kadar tabirlerin açıklamasını kitabın sonunda verse de bu tabirlerin ne olduğunu öğrenmek için baktığınızda okumanızda kopukluk yaşamanıza sebep oluyor. Ama yine de kitaptan donanmanın tabirlerini öğrendiğiniz gibi Osmanlı donanmasının şaşalı günlerinden nasıl atıl duruma geldiğini de öğrenmiş oluyorsunuz. Bu arada "Mühtedi" sözcüğünün << inancını terk edip dininden dönerek kendi isteğiyle Müslüman olan >> anlamına geldiğini o yıllarda Donanma kaptanlarının ve çalışanlarının çoğunun Mağripli (Kuzey Afrikalı) olduğunu bu kitap sayesinde öğrendim. Kitabın okunmasının bu kadar zor olduğunu söyledikten sonra sizce kitabı okumanızı tavsiye eder miyim? Bilemiyorum.
Osmanlı döneminde geçen ele geçirilen insanların köle, cariye vs nasıl yapıldığını öğrendiğim bir kitap. Öğrendiğim andan itibaren Mühtedi kelimesini yeri geldikçe kullanır, kitaptan alıntı yaparım. Okuması kolay ve keyifli bir kitap.
Kentin kapısında bağdaş kuran yaşlı derviş, gelip geçene gelecekten haber verir gibi seslenip duruyordu:
" Ey yolcu, BİL,
her şeyin bir zamanı var şu kubbenin altında.
Ağlama zamanı, gülme zamanı,
boğuşma zamanı, barışma zamanı.
Ey yolcu, SABRET!"
Herkes birbirini arıyor, aileler, din, ırk, sınıf ayrımı gözetmeksizin toplanıyor ve çıkar hesapları, insanların arası kardeşliğin gerçek kaynağı korkunun karşısında gündemden düşünüyordu.
Kıble yönünde başlar eğik, ayırım yapmaksızın sıra sıra dizilip secdeye varan cemaatten yükselen "Allahu Ekber" beni bulunduğum mekandan, geçmişten, gelecekten çekip bambaşka bir âleme götürüyordu.