İnsanın kalbi kâinattaki insan gibidir. İnsanın insan olduğu kalbi ve kalbinin hali iledir. Yüreği var ama marifet nuru yoksa Hakk'ın zatını, sıfatını ve fiillerini gereği gibi bilmez.Işıksız ev gibidir.
Bir toplulukta Hakk’a, peygambere ve evliyaya saygısızlık edilir ve konuşmasında edebe uyulmazsa, o topluluğa rahmet inmez. Oradan melekler kaçar ve gazap iner.
"Yedi gök, yer ve bunların içindekiler Allah'ı tesbih eder.O'nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir varlık yoktur.Fakat siz onların tesbihlerini iyi anlamazsınız.Şüphesiz O halîmdir, çok bağışlayandır."(İsra 17/44)
Cahillik zamanını ve işlediği günahları dile getirip anmamalıdır.Yalan şahitlik yapmamalı, şahitliği gizlememelidir.Zira kalbin aynası pas tutar ve Hak nazarından perdelenir.
Vay bize ki, her birimiz mâsivadan bir nesneye bağlanmışız, ona dayanmışızdır.Mesela esnaf olanlar sermayelerine, memur olanlar vazifelerine, toprak sahipleri topraklarına, gayri menkul sahipleri kira ve icarlarına güvenmişlerdir.
Din esaslarını ve kurallarını öğrenme yolları zorlaştırılmış olan topluma hâkim olan cahilliğin ferdin manevi hayatını olumsuz etkileyeceği, bunun çaresinin ancak özel istek ve gayrete bağlı olduğu açıktır.
*Sunuş kısmından alıntı