Merhaba 1K okurları!
https://1000kitap.com/yazar/ivan-sergeyevic-turgenyev ' den okuduğum ilk kitap. Bana kitabı öneren https://1000kitap.com/Yazarlarkulubu arkadaşıma teşekkür ederim. Bu yolculukta bana eşlik ettiği için ve beni yazarın kalemiyle tanıştırdığı için kendisine teşekkür ederim.
Kitap 6 hikayeden oluşuyor. "Yahudi" hikayesiyle başlayıp, "Son" hikayesiyle bitiyor. Adı gibi "Son" yazarın son hikayesi aynı zamanda. Yazarın hayatı seferi geçmiş. Ben okuduğum kitapların yazarlarının hayatını incelememe yazmayı sevmem, nedeni de şu ki incelemelerim benim kitabı bitirdikten sonraki duygularımın yazı şeklini almış halidir. Bu gün azcık bu konuya değinmek istiyorum. Çünkü kitaptaki hikayelerin yazarın hayatıyla birebir bağlantısı var.
Mesela "Mumu" Turgenyev'in Çarın emriyle gözaltına alındığı günlerde kaleme aldığı eseridir. "Denizde yangın" eserini Almanyaya seferi zamanında yazmış. Hikayelerinin anısının olması kitaba anlam katmış. Hikayeler bittikten sonra yazarın hayatına kısa bir göz atmış oluyoruz son sayfada.
Kitabın dili akıcı, yormuyor. Ama benim bu kitaptaki favorim "Mumu". Belki de duygulanmış olmamın nedeni benzeri bir anımın olmasından dolayıdır. Kitaba bu hikayenin isminin verilmesi de isabet olmuş.
Nice kitaplarını okumak dileğiyle..
Keyifli okumalar dilerim...
1852'de, Gogol'un ölümünden sonra çarlıkla ilişkileri gerildi; bu sırada Petersburg' da yasaklıydı ve eserleri ancak Moskova' da yayınlanabiliyordu. Çarın emriyle kısa bir süreliğine gözaltına alındı; "Mumu" bu gözaltı günlerinin ürünüdür. Sonra Spaskoe'ye sürüldü ve bir buçuk yıl kadar orada kaldı.
Eserleri ilk defa 1838'de, ünlü ve efsanevi edebiyat dergisi Sovremennik'te (Çağdaş) yayınlandı. Aynı yıl, toprak köleliğinin olduğu bir ülkede öğrenim görmek istemediğini söyleyerek eğitimini tamamlamak üzere Almanya'ya gitti. Elinizdeki kitapta bulunan "Denizde Yangın" bu yolculuğun anısıdır.
Neyin işareti bu gürültü, diye düşünüyordum kendi kendime . . . Sabırsızlık, hoşnutluk, kötülük? Hayır! Bu yankılar münferit bir şeyi, İnsani bir duyguyu temsil etmiyordu . . . Sadece gürültü ve felaket uğultusuydu.