Efsaneler bizim özümüzde yaşarlar.Yüreğimizde işbirliği yaparlarsa gerçek olurlar.Bunlarda kendi öykümüzü bulamadığımız andan itibaren hiçbir değerleri kalmaz.
Hükümdarların davranışını haklı göstermek söz konusu olduğunda, sık sık bir tür üst mantığa başvurulur ki buna hikmeti hükümet denir; bu mantığın insanların çoğunluğunun mantığı ile ilişkisi yoktur ya da bu mantıkla açıkça çelişkilidir.
Arka kapak yazısını okuduktan sonra karar verip aldığım bir kitaptı. Hristiyanlık tarihine de özel bir merakım olduğu için alıp okudum ancak biraz hayal kırıklığı oldu benim için.
Kitap İsa’nın doğduğu için değil de kendi hedefleri ve arzuları yüzünden yola çıkmış üç kralı anlatıyor. Aslında biri kral da değil bir prens. İncil apokriflerinde bu olay ucu açık bir şekilde anlatıldığı için hayal gücüne baya bir yer kalıyor haliyle. Buna göre ileride dördüncü bir kral ekleniyor bu kişilere. Yazar bir çok şeyden bahsetmeye çalışmış. Sanattan, yemeklerden, ihanetten, zenginlikten, fakirlikten, ırk ayrımından ve daha bir sürü şeyden. O yüzden biraz iç içe geçmiş öyle ki derin bir anlatım olmadan bitiveriyor bazı konular. 216 sayfa değil de 700 sayfa olsa anca kotarır gibi duruyor.
Genel olarak pek hoşuma gitmedi. İlla okunması gerekli mi tartışılır.