Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Müslümanlık ve Hristiyanlığın İnanç Öğretilerinde Öteki Gerçekler

İsmail Kaygusuz

Müslümanlık ve Hristiyanlığın İnanç Öğretilerinde Öteki Gerçekler Gönderileri

Müslümanlık ve Hristiyanlığın İnanç Öğretilerinde Öteki Gerçekler kitaplarını, Müslümanlık ve Hristiyanlığın İnanç Öğretilerinde Öteki Gerçekler sözleri ve alıntılarını, Müslümanlık ve Hristiyanlığın İnanç Öğretilerinde Öteki Gerçekler yazarlarını, Müslümanlık ve Hristiyanlığın İnanç Öğretilerinde Öteki Gerçekler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İslamdan önce Araplar hac düzenlerdi, fakat Kur'an'da Tanrı tarafından tayin edilmiş hac törenleri (manasik) mevcut değildir. Tanrı, İslam öncesi Araplar ve onları Kâbe yanında dua etmeleri konusunda "ve onların Beytullah yanındaki duaları, ıslık çalmak ve elçırpmaktan başka bir şey değildir" (8, 35) demektedir. Kâfirler Kâbe'nin çevresinde çırılçıplak bir durumda dönerlerdi. Böyle bir utanç verici uygulamayı kaldıran Muhammed peygamber olmuştu. Ayrıca onlar Kâbe'nin bütün çevresine tapmakta oldukları putları da yerleştirmişlerdi. Bu putları da kırıp yok eden Muhammed idi. Ondan sonra Hac için törenler koydu.
... Allah sadece ışığı yaratmıştır, karanlığı değil. Hiç kimse karanlığın ve ağırlığın (kathafat) yaratılışını O'na atfedemez. Madde 'Onuncu Akıl' tarafından yaratıldı ve 'Onuncu Akıl'ın adı Ashir-i mudabbir (Onuncu akıl)dir. Ayrıca 'Onuncu Akıl', bütün maddeyi temsil eden kathafat (ağırlık ve karanlık) ve bu evrenin yaratılışından sorumludur ve yine karanlığı ve ağırlığı ışığa(nura) çevirmek de onun sorumluluğundadır. 'Onuncu Akıl'ın yeryüzündeki karşılığı ya da temsilcisi Peygamberdir. Demek ki Peygamber yeryüzünde Ashir-i Mudabbir'in Mamthul'udur; 'Onuncu Akıl'ın, kathafat'ın (karanlık ve ağırlığın), latafat' a (ışık, hafiflik) dönüştürmesine yardımcı olur. ...
Reklam
... Ebubekir ve Osman tarafından dağınık sure ve ayetler yazılı olduğu malzemeler istendiği zaman, Müslümanlar özel olarak ellerinde bulundurduklarının pek çoğunu teslim etmedikleri de görülüyordu. Bu nedenle malzemenin son ve tam birleştirilmiş tek metin içinde biçimlendirilmesi başarılamamıştır. ...
... Muhammed tarafından önceden dikte ettirilmiş ayetlerin birçoğunun daha sonra eksik olduğu görüldü. Muhammed'in en tanınmış bir sahabisi olan Abdullah İbn Mesud adındaki bir yazıcı, onun söylediği bir ayeti kayıt etti, fakat ertesi sabah üzerine kaydettiği yaprağı silinmiş buldu. Olayı Muhammed'e haber vermesi üzerine, kendisine gece esnasında ayetin geri alınmış olduğu bildirildi. Kuşkucu hicivcilerin gösterdiği gibi, Muhammed kitabında bazı şeyleri sık sık emredecek ve sonra başka bir şey buyurarak onu kaldıracaktı. ...
Kur'an taklitçilerinden biri, kendi yapıtının, Kur'an'dan ezbere okunan parçalar gibi, aynı coşkuyla kendinden geçişi uyandırmakta başarısız olduğu söylendiği zaman, "bırakınız benimki de yüzyıllarca camilerde okunsun ve sonra görürsünüz" diye yanıt vermiştir.[39]
Bu yüzden Kur'an'ın her sözcüğü ve her harfinin Tanrı tarafından gönderildiği; saf ve bozulmamış Arapça ile yazıldığının kabul edilmesi gereği duyuldu. Kutsal kitap taklit edilmenin ötesinde, bütün karışıklılardan masun, mükemmel ve dokunulmaz olduğunda ısrar edildi. Oysaki Muhammed'in insanlara, Kur'an'ı kendi ana dillerinde okumalarını açıkça izin vermiş olduğu bilinmektedir.[37]
Reklam
... Böylece hazırlanmış olan resmi Kur'an'ın herhangi bir alternatifini ispatı ve değişikliklere kanıt olabilecek her şey ortadan kalkmış oldu. Kur'an'ın bu ilk tek tip (resmi) metni, Peygamberin ölümünden yirmi beş yıl kadar sonra 655 yılında tamamlandı. Yeni hazırlanmış bu ana tekstten birçok kopyaları yapıldı ve büyük İslam merkezlerine dağıtıldı; biri Medine'de kaldı ve diğerleri Küfe, Basra, Damaskus (Şam)'a ve olasıyla Mekke'ye gönderildi. ...
... Surelerin tarih sırasını titizlikle belirlemek olanaksız olduğu için, kısa bir dua biçiminde ifade edilen ve "başlangıç" anlamındaki fatiha olarak bilinen uğurlu bir sure ile başlanmasına karar verildi. " Yahudi ve Hristiyan terminolojisinin varlığı ve ayırt edici herhangi bir İslam düşüncesinden yoksunluğa rağmen, bu durum özellikle dikkate değer" diyor Frants Buhl.[28] Arkasından en uzun bölüm[29] birinci olarak yer aldı; diğer sureler uzunluğu gittikçe küçülen bir sıra içinde birbirini izledi. Gerçekte vahiy sırası ters çevrilmiştir; zira genel olarak daha kısa (Mekke) sureleri önde bulunuyordu, yeni düzenlemede ise uzun sureler daha önceye kondu. ...
... Mekke surelerine benzemeyen Medine'de düzenlenmiş sure ve ayetler halka daha az yakın oldu. Çünkü Medine malzemesinin pek azı toplu tapınmalarda ahenkli okumaya uygun düşüyordu. Böylelikle Medine surelerinin büyük kısmının öğrenilememiş-ez-berlenememiş olması, Muhammed'in ölümünden sonra Kur'an'da eklemeler ve değiştirmeler için istenilen fırsatı kazandırdı. Mekke ve Medine sureleri arasındaki farklılıklar, erken zamanlardan beri İslam yorumcuları tarafından bilinmekte ve o zaman bile sık sık bilginler tarafından tartışılmaktaydı. Zamanımızda da İranlı yazar Ali Dashti, Muhammed'in Mekke'de aldığı vahiylerle, Medine'de aldıkları arasında ayırım yaptı; İran devriminden sonra Dashti tutuklandı, dinsizlikle suçlanıp hapse atıldı. ...
... İskoçyalı büyük otorite Richard Bell, en ufak ayrıntılarına kadar Kur'an metinlerini dikkatle inceledikten sonra, Kur'an'ın, Hicretten 2 yıldan daha az bir süre sonra, aşağı yukarı Bedir savaşının yapıldığı tarihte (İ.S. 624) 'kesinlikle sona erdirildiği' sonucuna varmıştır.[27] O tarihte Kur'an, hemen hemen sadece Mekke surelerini içeriyordu. ...
Reklam
... Mevcut olmayan caminin adı bu ayette elbette geçmez. Cami yapıldıktan sonraki Ömer'in ve Osman'ın değişiklikler yaptığı Kur'an'da geçer." "İmam Hasan ve İmam Hüseyin'den başlayarak, bir sonraki İmam'a ve soyundan gelenlere devredilen emanetler arasında 'Fatima Mushafı' ve 'Ali'nin Kur'an kopyası ve Tafsir' gibi kitaplar vardır.[16] Şimdi bunların hepsi nerededir bilemiyoruz. Sadece Ali Kur'anı'nın Hindistan'da olduğu söylenmektedir(!). ...
Kur'an'daki İslamı savunmaya, yorumlamaya geçenlerin ve uyarıcılığa soyunanların, Muhammed'in yaşamının son 23 yılında tamamlanmış olan gerçek Kur'an'ın büyük tahrifat ve değişikliklerle günümüze ulaşmış olduğunu bilmemeleri olanaksızdır. Elimizdeki Kur'an Muhammed'in Kur'an'ı olmaktan çok uzaktır; ilk üç halife ile Emevi hanedanının Kur'an'ıdır. Benjamin Walker'ın dediği gibi belirli amaçları için ve kendi siyasetleri doğrultusunda onda büyük değişiklikler yapmışlardır:
... Kur'an, yatak odalarına asılı süslü kılıflar veya küçültülüp gümüş kutular içinde boyunlarda muska gibi taşınan kitap olmaktan artık çıkartılmalı. İnsanlığa sunuluş amacına uygun olarak ana dilde anlayarak okunup öğrenilmeli, sayfa sayfa didiklenmelidir; içeriği hakkında gerçek bilgi sahibi olup akıl ve bilinçle yaklaşılmalıdır. Ayrıca, Batı'da Kutsal metinler üzerinde yapıldığı gibi, bilimsel araştırmalara konu olmalı; tartışılıp irdelenmelidir Kur'an. Kapağını açmadan binlerce kez öpüp alına götürdükten sonra, evin en mutena köşesinde saklamak, onu putlaştırmak kutsal kitabın insanlığa getirdiği dinin özüne tamamıyla aykırıdır! ...
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.