Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mustafa Kemal'in Mütareke Defteri ve 19 Mayıs

Falih Rıfkı Atay

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
İzmir kıyılarında Mustafa Kemal... Bu, rüya gibi bir şeydi. Yanık yüzlü, tığ gibi endamlı, ürkütücü ve engin bakışlı, acaba hangi masaldaki kahraman bize o sabah görünen Mustafa Kemal kadar güzel olmuştur.
Milleti yok olmaya doğru götüren geçmişe nasıl bir kinle bakıyordu. O, neyin ve nasıl kurtarıldığını herkesten daha iyi biliyordu. O, batmak denen en büyük tarih faciasına bu milletin niçin uğramış olduğunu unutmuyordu. Türk topraklarında gömülen, esir kamplarına taşınan veya kaçan düşmana ehemmiyet bile verdiği yoktu: asıl düşman memlekette idi. Şimdi onu yenmek, daima "hakiki" vasfı ile birlikte kullandığı kurtuluşa ermek lazımdı.
Reklam
Mustafa Kemal bizimdi, Atatürk sizindir
İnkılap nizamının Atatürk'ü zaferin Mustafa Kemali'ni gölgede bıraktı. Kendini gene kendi geçti. Gençler, bizim çektiklerimizi çekmemek ve bu halka çektirmemek için, siz de Atatürk'ü unutmayınız. Mustafa Kemal bizimdi. Atatürk sizindir.
Olmadı Malatya 'lilar:)
Bir seyahatten dönüşünde Malatya'ya uğrayan Atatürk kendini pek sıcak karşılayanlarla görüşmek için belediyeye gider. Salonda yerli mahsullerden örnekler göstermek üzere bir vitrin varmış. Şöyle bir gözden geçirir, altın sarısı kayısılarla dolu bir kutu pek hoşuna gider: - Ne güzel kayısılarınız var, der. Önü ilikli Belediye Reisi: - Evet efendimiz, pek nefistir kayısılarımız, dedikten sonra daha iyi görmesi için kutuyu vitrinden çıkarıp kendisine getirir. Atatürk: - Cidden güzelmiş, diyerek ve ikram edeceklerini sanarak birkaçını yemeye hazırlandığı sırada Belediye Reisi: - Evet efendimiz çok güzeldir, der ve kutuyu alıp yine vitrine götürür. Atatürk böyle hallerde pek "mahcup delikanlı" idi, imrentiden yutkunur, biraz sonra yanındakilere: - Artık dönelim, der. Trene binip Ankara'ya yollanırlar. Ankara 'da hiç şüphesiz Malatya milletvekillerine azizlik etmek için: - Geceyi Malatya'da geçirecektim, ama benden bir kutu kayısıyı esirgeyenlerin nasıl misafiri olurdum, diye hıncını almıştı.
İlk Halk Partisi tüzüğü konulduğu sırada maddelerden birinde "asri" kelimesi geçmesi üzerine, bir hoca efendi kürsüye çıkarak: - Asri ne demek, diye sormuştu. Atatürk reislik yerinden hatibe doğru eğilerek: - Adam olmak demektir, hocam, adam olmak, demişti.
Hedef: Akdeniz
Ben ömrümde, hiçbir edebiyat eserinde, ordulara ilk hedeflerinin Akdeniz olduğunu bildiren gündelik emri okurken duyduğum zevki duymadım, bu, bütün heyecanların üstünde bir heyecan veren, bütün şiirlerin üstünde bir şiirdi. Ne olmuştuk, biliyor musunuz? Kurtulmuştuk.
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.