Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Musullu Süleyman

Ahmet Mithat Efendi

Musullu Süleyman Gönderileri

Musullu Süleyman kitaplarını, Musullu Süleyman sözleri ve alıntılarını, Musullu Süleyman yazarlarını, Musullu Süleyman yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aşığın derdine derman olmak isteyen kimileri ona aşkından vazgeçmesini tavsiye ederler. Ne saçma! Hummaya tutulan birine “ gel sen bu hummadan vazgeç!” demekten farksız..
Reklam
"Lakin insan vefat etse bile ümidi, kendisinden sonra biraz daha yaşar."
Hep biliriz ki, aşığın derdine dermân olmak isteyenler, ekseriya deva olmak üzere, ona aşkından vazgeçmesini tavsiye ederler. Ne boş şeydir! Hummaya tutulan bir adama: "Gel, sen bu hummadan vazgeç! Zira bu şöyle tehlikeli, böyle belalı bir hastalıktır!" demekten ne fayda çıkar?
323 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Yazarın üslubu çok iyi. Kitabı sanki olaylar geliştikçe sizinle birlikte yazıyor gibi hissediyorsunuz. Konu olarak ta macerası,aksiyonu bol bir kitap. Tavsiye ederim.
Musullu Süleyman
Musullu SüleymanAhmet Mithat Efendi · Milliyet Yayınları · 197167 okunma
İnsanın daima kendinden yukardakilere köpek dalkavukluğu, aşağıdakilere ise aslan gururu ile muamele etmesi hemen hemen umumi bir kaidedir.
Sayfa 126
Reklam
Kerem olsun da, maddi olsun manevi olsun ben razıyım...
(...) Çocuk: Sen saçlı sakallı muktedir bir adam olduğun hâlde benim sabavat-i hâlimi görüp dururken nasıl sadaka isteyebilirsin? Derviş: Kerem hususunda büyüklüğün çocukluğun dahli yoktur. Verilen şeye bakmalı. Çocuk: Kerem denilen şey yalnız birkaç dirhem vermekten ibaret midir? Öyleyse bende bu keremi göremezsin. Çünkü bende dirhem ve dinardan eser yoktur. Eğer keremin bir de manevisi olduğuna kailsen sana pek büyük bir inayet edebilmeye muktedirim. Derviş: Kerem olsun da, maddi olsun manevi olsun ben razıyım.
Sayfa 104 - sabavat-i hâl: çocukluk hâli | kerem: cömertlik, yardımseverlik | kail: inanmak, kabul etmek | dahli: etki, tesir | kail olmak: inanmak, kabul etmek | inayet: iyilik, yardım
İnsan gurbette terakki eyler.
Sayfa 103 - Dergah Yayınları
... Zulme kendi elimizle meydan açtık. Buna insaf kail olmaz. Mademki bu derde biz sebep olduk, dermanını dahi hazırlamalıyız.
Sayfa 103 - kail olmak: razı olmak
Mücerrebdir ki âşıkın derdine derman olmak isteyenler ekseriya deva olmak üzere aşkından vazgeçmesini tavsiye ederler. Ne boş şeydir! .. Hummaya tutulan bir adama "Gel sen bu hummadan vazgeç. Zira bu şöyle mühlik, böyle belalı bir hastalıktır." demekten ne fayda çıkar?
Sayfa 115
Reklam
Bahusus ki şey-i vahidin yalnız muhassenatını veyahut yalnız mazarratını görmek insanı vasıl-ı hakikat olmuş bir hakîm edemez. Muhassenat ve mazarrat her şeyde tabii ve zaruri olduğu cihetle hakîmin nazar-ı dikkati işbu a'mak-ı hakayıka vasıl olmak hikmet şanıdır.
Sayfa 98 - şey-i vahid: tek şey | muhassenat: güzellikler | mazarrat: zarar, ziyan | vasıl-ı hakikat: hakikate ulaşmak | hakîm: filozof, bilge | a'mak-ı hakayık: hakikatlerin derinlikleri
Küre-i nesim içinde zerre kadar bulanıklık görülmez ki ziya-yı kamerin tamami-i kuvveti önüne perde çekebilsin. Hava-yı nesiminin fevkalade berraklığı yıldızların dahi parlaklığını men edemediğinden ay karanlığı olan gecelerde dahi bayağı seherî denilebilecek bir ziya-yı latif uzacakyerlerden bile ekser şeyleri setredemeyecek mertebede saha-i zemini tenvir eyler.
Sayfa 88 - küre-i nesim: gökyüzü | ziya-yı kamer: ay ışığı | hava-yı nesimi: atmosfer | seherî: sabah aydınlığı | ziya-yı latif: hoş ışık | setr (et-): gizlemek, özlemek | tenvir: aydınlatmak
Akalım efendim! Akalım! Çünkü gidelim diyemeyiz. Bu yollarda gidilmez. Nehir insanı ne kadar akıtırsa insan o kadar akar.
Sayfa 83 - Dergah Yayınları
78 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.