Mutlu Olma Dertli Ol! Gönderileri
Mutlu Olma Dertli Ol! kitaplarını, Mutlu Olma Dertli Ol! sözleri ve alıntılarını, Mutlu Olma Dertli Ol! yazarlarını, Mutlu Olma Dertli Ol! yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Acı çektikçe mutluluğu hak ederiz.
Mücadele ettikçe rahata ereriz. Cefası çekilmeden sefası sürülen hangi zafer insana mutluluk verebilir ?
Sayfa 43
Bu yüzden hayatımızda mutluluk da hüzün de olacaktır
Hiçbir bahçe düşü tüm bahçeyi tek renge boyamaz. Tek renk düşüncesi bahçenin olanca albenisini siler süpürür.
Hayat bahçemizde açan tek çiçek mutluluk çiçeği değildir ve asla tek başına olmayacaktır. Onu güzelleştirenin ve değerli kılanın diğer çiçekler ve desenler olduğu asla unutulmamalıdır.
Sayfa 39
Günümüzün modern oyuncakları bizlere kalıcı mutluluklar bahşetmemiştir. Tadı anında verip hemen götüren bir sistem, insana nasıl yoğun duygular yaşatabilir ki?
Sayfa 29
İnsan mutlu olma çabasıyla
Gökyüzünde akıp giden bulutlar gibi, sınırlı zamanlarınında akıp gittiğini geç fark etti.
Sayfa 28
Mutlu Olma Dertli Ol
Atalarımız maddeden yoksun ama manada üstün bir yaşam sürmüstü. Bizler ise maddede oldukça üstünüz ama manada ne kadar üstün olduğumuz sorgulamaya açık bir konu.
Sayfa 28
Refah, konfor, para, mal, mülk Mersin'e giderken ;umut, mutluluk ve huzur tersine gitti.
Sayfa 28
dedigi gibi, biz modern zaman insanları, yüzümüzü daima mutluluğa dönük yasamaya gayret ettigimizden, kalbin diğer duygulara da ev sahipliği yaptığını unuttuk. Hüzün, gam, keder ve acı çekmek gibi kalbın gıdası olan duygular birer ölümcül virüs saymaya başladık ve bu virüsleri temizlemek için var gücümüzle uğraştık.
Sayfa 16
Gerçekten mutlu bir hayat yaşıyor musun ?
Sanki mutlulukla ilgili bildiğim her şey bana doğru geliyor ve savunduğum mutluluk tezleriyle insanların "mutsuzluklarıyla"mücadele ediyordum. Yani onlara bir nevi mutluluk satıyordum.Ve onlara diyordum:
"Mutlu olmak senin hakkın! Mutlu olmayacaksan yaşamanın
ne manası var!"
"Elinden mutluluğunun alınmasına asla izin verme!""Seni mutsuz eden kim varsa, hepsinin üzerine bir çarpı at! Çıkar onları hayatından!"
"Mutluluk sana gelmiyorsa sen ona git! Koş mutluluğun
peşinden koş! Hem de delicesine koş ve yakala onu!"
"Aynanın karşısına geç! Kendine mutlu olduğunu haykır!"
Bu ve buna benzer telkinlerle danışanlarıma âdeta kılıç kuşandırıyor ve savaşa yolluyordum. Hepsi de hemencecik birer "savaşcı" edasına bürünüyor, kendini mutsuz eden her ne varsa onunla amansız bir mücadeleye başlayacağına dair and içiyordu!
Ama nedense mutluluk uğruna verilen bu savaş bazen öyle bir hal alıryordu ki birçok danışanım "savaşçı" kimliğinden, bir anda "yorgun savaşçı" konumuna düşüyordu. Onları yıpratan hayatla mücadele etmek değildi, mutlu olma çabalarıydı. Mutluluk uğruna mücadele etmek onları yoruyordu. Savaştan bir sürü yara bere alarak dönüyorlardı yanıma. Ben de gerekli pansumanları yapıyor, onları savaş meydanına tekrar sürüyordum.
Sayfa 12